DHL Supply Chain Türkiye Pazarlama ve İletişim Müdürü Seda Bi, sorularımızı yanıtladı.
DHL Supply Chain olarak yeşil çevre konusundaki genel bakışınızı aktarır mısınız?
Lojistik endüstrisinin dünya çapında pazar lideri olan DHL, tedarik zinciri yönetimi, uluslararası taşımacılık (kara, deniz, demir ve havayolu), ekspres kargo ve uluslararası posta hizmetlerindeki uzmanlığıyla müşterilerine özel lojistik çözümleri sunan bir şirkettir. Dünyada 220′ den fazla ülke ve 275 binden fazla çalışanı ile müşterilerinin tüm tedarik zinciri ihtiyaçlarını karşılayan DHL, başarısının aynı zamanda doğaya saygılı iş süreçlerinden geçtiğine inanıyor. Bu bilinçle “Sorumluluğu Yaşamak” sloganı ile GoGreen projesine imza atan DHL, böylece kendisine nicel bir karbon emisyon hedefi belirleyen ilk global lojistik şirket durumunda. DHL, 2020’ye kadar tüm operasyon alanlarında enerji verimliliğini % 30 artırmayı planlıyor.
Yeşil Çevre ve yeşil çevrenin korunması yönünde ortaya çıkmış bir program olan “GoGreen ve GoGreen’in alt bileşenlerinden” söz edebilir misiniz? Amaçları, hedefleri, odaklandığı noktalar ve uygulama alanları nelerdir?
DHL olarak GoGreen kapsamında kaynakları sorumlu bir biçimde kullanarak, faaliyetlerimizin çevre üzerindeki etkisini minimuma indirmeye yönelik çalışmalarda bulunuyoruz. Bu hedefe; planlamada optimizasyon, alternatif enerji kaynaklarının kullanımı ve yenilikçi teknolojilerin süreçlere entegre edilmesi ile ulaşmayı planlıyoruz.
Diğer yandan müşterilerimizin iş süreçlerinde neden oldukları karbon emisyonunu azaltabilmeleri için çeşitli ürün ve hizmetler de geliştiriyoruz. Bunun için öncelikle, CEO seviyesinde yönetilen ve her bölgeden bir üst düzey yöneticinin katıldığı bir ekip oluşturuldu. Bu ekip bir taraftan DHL’in yarattığı çevresel etkiyle ilgilenirken, diğer yandan da müşterilerimize ve taşeron firmalarımıza tedarik zinciri süreçlerindeki çevresel etkilerini azaltmaları için de yardımcı olmaktadır. Aynı şekilde stratejik müşterilerimizle ortak etki alanlarımızı bulup bunları nasıl azaltacağımızla ilgili görüşmeler yapıyoruz. Ayrıca ISO 14001’e uyumlu bir çevre yönetimi sistemi geliştirip sürdürülebilirliğe, tedarikçilerimizle birlikte sunduğumuz ürünlerin ve hizmetlerin çevreye etkisini en az düzeye indirmeye ve tüm büyük yatırım ve tedarik kararlarında çevresel konuları hesaba katıyoruz.
DHL Supply Chain olarak dünyadaki emsal çalışmalara yer verebilir misiniz?
DHL Supply Chain’in uluslararası hazır giyim devi müşterisi ile işbirliğinde geliştirildi. Sistem, TIR’ların tavan uygulamasında yapılan aerodinamik değişiklik neticesinde karbon salınımını önlemeye dayanıyor. Uygulama çerçevesinde TIR’ların yükünü 700 kg civarında azaltmak için hafif alaşım petek panelleri kullanılıyor. Bu çalışmalar sayesinde karbon emisyonu her bir çekici için yılda 4 ton azalırken, aynı zamanda 4 bin litre yakıt tasarrufu da sağlanıyor. Asılabilir giyim eşya taşıma kapasitesi de % 15 artıyor.
GoGreen kapsamında çalışanların katkıları ne ölçüde gerçekleşiyor? Çalışanlar tarafından geliştirilen proje/projeler kapsamında bugüne dek ne gibi gelişmeler görüldü?
Çalışanlar, iş saatlerinde çevresel etkiyi en aza indirmek konusunda çok bilinçli. Yapılan “workshop”lar ve beyin fırtınalarında, kağıt, su gibi kaynakların israfını önleyen çok sayıda tasarruf projesi geliştirilmiş durumda. Bu kapsamda dünyada pek çok çalışan, artık ulaşımda toplu taşıma araçlarını tercih ediyor. Yurtdışı ofislerimizde 4.000’i aşkın çalışan işyerine bisikletle gidip gelmeye başladı. Yine çalışanlarımız aydınlatmada tasarruflu ampulleri, geri dönüşümlü kağıt ve ambalaj materyallerini tercih ediyor, ahk pilleri işyerlerinde uygun noktalara yerleştirilen kutulara bırakıyorlar. Elektrikli ofis araçları da kullanım dışı olduğunda muhakkak kapatılıyor. DHL Supply Chain ayrıca, 2009′ da İngiltere’ de taşımacılık, depolama gibi operasyon alanlarında çevresel etkiyi en aza indirgemek amacıyla “Endüstriyel Çevresel Gelişim Programı”nı başlattı. Bu sayede karbon salınımında hedeflenen rakamlara ulaşan DHL, 2009’da karbon emisyonunu bir önceki yıla göre % 14 oranında düşürdü.
Artan iş hacmiyle birlikte oluşan karbondioksit ve türevlerinin salınımının azaltılması yönünde izlenen çalışma politikaları ve standartlarına yer verilebilir misiniz?
DHL Supply Chain Türkiye olarak bu konuda 2009′ da başlattığımız uygulamalara verebileceğimiz bazı örnekler şunlar:
• GoGreen kapsamında karbon ve buna paralel enerji tüketimini azaltmak amacıyla depolarımızda floresan aydınlatmalı hareket algılayıcı ve foto sensörlerin kullanımını devreye aldık.
• Yine Türkiye’ de binek araçların neden olduğu karbon emisyonunu azaltmak amacıyla “hybrid” araç kullanımına geçiş süreci başlatıldı. Şu sıralar pilot çalışma olarak tedarik edilen 1 adet hibrit aracın performansı üzerine testler yapılıyor. Bu yıl içinde gelişen alternatif “hybrid” teknolojilerine paralel mevcut binek araç filosunun tamamen yenilenmesi hedefleniyor.
• Yakıt tasarrufu sağlamak ve araç performansını artırmak için de geçen yıl ilk fazda yağ ve benzin depolarına yakıt katkı maddesi eklendi. Proje sonrasında % 10 – 12 oranında araç performansı ve % 9 oranında da yakıt tasarrufu elde edildi. Bunu takip eden ikinci fazda ise taşeron firma araçlarında ve kendi ticari araçlarımızda uygulamaya geçilmesi planlanıyor.
Bir diğer uygulama ise; yenilenebilir enerji olan rüzgardan yararlanmak üzere rüzgar türbini platformu inşa edilmesi üzerine gerçekleşti. Hayata geçmesi için yasal gerekliliklerin tamamlanmasının beklendiği projede, maliyet ve performans çalışmaları biter bitmez Gebze’ deki depolarda yenilenebilir enerji kullanımına geçilecek.
Kaynak verimliliğini arttırmak için filo, bina ve teçhizat yatırımlarınız var mı? Enerji tasarrufu için binalarda ve depolarda yapılan çalışmalarınız nelerdir? Bu çalışmaların sonucunda ne kadarlık bir tasarruf yapıldı?
DHL Supply Chain olarak enerji tasarrufu çalışmalarımızın miladı sayılan GoGreen projemiz ile birlikte bu konuda çok sayıda adım atmış durumdayız. Şöyle ki; 2009 yılında tüm ofis ve depo birimlerinde “kullanmıyorsan kapat” düşüncesinden hareketle “Switch off” kampanyasını hayata geçirdik. Çalışanlarımızın enerji tasarrufu hakkında eğitilmesini sağlamak amacıyla, tüm elektrik, klima kontrol düğmelerinin ve lavabolardaki muslukların yanına “switch off” etiketleri yapıştırdık. Depolarda floresan aydınlatmalı hareket algılayıcı ve foto sensörlerin kullanımını devreye aldık. Bu tür tedbirler sonucunda Nisan 2010 itibariyle Gebze’ de yer alan depolarımızda karbon emisyonlarına paralel olarak % 20 oranında enerji tasarrufu sağlamayı başardık. Ayrıca DHL SUPPLY CHAIN olarak global çapta tüm birimlerimizde yeşil ofis uygulamasını yönetiyoruz. Tüm depo ve merkez bina ofislerimizde geri dönüşümlü kağıtlar kullanıyoruz. Kullanılan kalemler, not defterleri, defterler, broşürler ve el kitapçıkları geri dönüşümlü kağıttan yapılıyor. Aynı zamanda suyla çalışan saatler ve hesap makineleri kullanıyoruz. Yine filoda enerji verimliliği konusunda 2009′ un son çeyreğinde “Hybrid” araç kullanımına geçiş süreci başlatıldı. Pilot çalışma olarak tedarik edilen 1 adet “Hybrid” binek aracın kullanımı ve performansı üzerine testler yapılıyor. 2011 yılı içerisinde, gelişen alternatif hibrid teknolojilerine paralel mevcut binek araç filosunun tamamen yenilenmesi hedefleniyor. Yakıt tasarrufu ve araç performansını artırmak için de ilk etapta yağ ve benzin depolarına yakıt katkı maddesi eklenerek % 10 – 12 oranında araç performansı ve % 9 oranında yakıt tasarrufu elde edildi. Bu uygulamayı taşeron firma araçlarında ve kendi ticari araçlarımızda da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Depolara yönelik yine forkliftlerin, “Hybrid” forkliftlerle değiştirilmesi yönünde çalışmalara başladık. “Hybrid” forkliftler, standart forkliftlere nazaran % 20’ye kadar elektrik tasarrufu sağlıyor. Nakliye tarafında ise kullanmakta olduğumuz TIR filolarının Euro 4 ve Euro 5 standartlarındaki araçlarla değiştirilmesi yönünde tedarikçilerle yapmış olduğumuz anlaşmaları yeniledik. Şu anda mevcut nakliye operasyonlarımızı araç filomuzun % 90’ını oluşturan Euro 4 ve Euro 5 araçlarla yürütüyoruz. Geçen yıl ayrıca mevcut araç filomuz ve çalışmakta olduğumuz taşeron firma araçlarında “Aerodinamik Geliştirme Programı” dahilinde, rüzgar yön değiştirme modülleri kullanılmaya başlandı. Bu modüller sayesinde rüzgarın yönünü ayarlayarak % 3 – 7 oranında yakıt verimliliği, maliyet ve karbon tasarrufu sağlıyoruz. Yine araç doluluk oranlarının arttırılması gibi sevkiyatların etkin bir şekilde yönetilmesi amacıyla “Nakliye Kontrol Kulesi” adı altında bir birim oluşturduk. Bu proje sayesinde de karbon emisyonlarımızda ölçülebilir iyileştirmeler yakaladık.
Çevre konusunda sosyal sorumluluk projeleriniz oldu mu? Yakın bir gelecekte ya da yakın bir geçmişte başlayıp halen devam eden projeleriniz var mı?
DHL Supply Chain Türkiye olarak geçen yıl haziran ayında kendi ormanımızı oluşturduk. “Dünya Çevre Günü” kapsamında Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’nde 2.000 m2’lik alanda “DHL SUPPLY CHAIN HATIRA ORMANI’nı oluşturduk. Ormanımıza, şirketimize katılan her yeni çalışanımız için birer ağaç dikiyoruz. Sosyal sorumluluk projelerine eğitim alanında da devam ediyoruz. Bu doğrultuda, Tuzla İşitme Engelliler İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirdiğimiz yenileme ve güzelleştirme faaliyetleri ile öğrencilerin daha modern ve sağlıklı bir ortamda eğitim almalarına destek olduk. Projenin detayları hakkında bilgi vermek gerekirse; ilk aşamada okulun öncelikli ihtiyaçları belirlendi. Ardından okulun boyanması, tüm sınıflar ve öğretmenler odası için yeni eşyalar alınması, tuvaletlerin yenilenmesi ve sınıfların zemin döşemelerinin yenilenmesi çalışmaları tamamlandı. İkinci aşamada ise okulun dış mekan çalışmaları ile birlikte bazı teknik eksikleri giderildi. Bu kapsamda çocukların güvenle oynayabileceği yeni bir oyun ve dinlenme alanı tesis edildi. Ayrıca okulun tesisat, elektrik sistemleri ve giriş kapısı yenilendi ve ağaçlandırma çalışmaları da tamamlandı. Projedeki tüm yenileme çalışmaları, çeşitli ülkelerden gelen DHL Yöneticileri ile birlikte, DHL SUPPLY CHAIN GENEL MÜDÜRÜ HAKAN KIRIMLI ve diğer yöneticiler tarafından gerçekleştirildi. DHL çalışanları da fona gönüllü olarak katkıda bulundu.