“Az çalışalım, çok kazanalım!” Algısı
Y Kuşağı ile ilgili eleştirilerin başında gelen bu mottonun karşılığının olduğunu söylemek çok da doğru değil. Her ne kadar “rekabetçi” tanımı X kuşağına bahşedilmiş olsa dahi; Y kuşağının eğitim basamaklarında yaşadığı finansal problemler daha gerçekçi ve köklü diyebiliriz. Yayınımız için çeşitli araştırmalar yaparken keşfettiğimiz bir bulgu ise bu algıyı tamamen yerle bir edecek cinsten: Y kuşağı için para tek başına bir tatmin aracı değil; motivasyon hayati derecede önemli. Bu konuyu derinlemesine inceleyen tüm araştırmacıların hayretle değindiği konulardan birisi olan Y kuşağının motivasyon ve başarı takdirine karşı olan talep karlığı nispi olarak paraya olan arzusundan daha fazla. Haliyle böyle bir kuşağı maddi boyutlandırmalarla tanımaya ve anlamaya çalışmak, çok da geçerli ve kabul edilebilir bir yol değil.
“Kariyer basamaklarını çabucak geçme arzusu” Yanılgısı
1945-1965 doğumlu, disiplin kuşağı adını verdiğimiz kuşağın özellikle çok fazla dikte ettiği ve Y kuşağını tanımlamada sık kullandığı argümanlardan birisi de bu. Fakat bu argümanı derinlemesine irdelediğimizde; özellikle de bizim coğrafyamızda Y kuşağı ilköğretimini tamamladıktan sonra her eğitim basamağında bir sınava girmek zorunda olduğunu görüyoruz. Talep ettiği, ilgi duyduğu eğitimi hak edebilmek için ulusal çapta bir yarışın içine girmeyi sorgulamadan kabullenmiş bir kuşağın mensuplarının, ‘kariyer basamaklarını atlayarak geçmek istediğini’ düşünmek; Y kuşağı mensuplarından bile daha geniş bir hayal dünyası gerektirmektedir. Sınavlar karşılığında aldığı maddi sonuçların içerisinden tercihler yapan ve şimdiye dek tanımlanmış kuşaklar arasında en fazla sınav – puan –hak ediş üçgenine sıkışmış bir kuşağı tanımlamak için bu argümanı kullanmak, iki kuşak arasındaki diyaloğa yardımcı olmayacaktır.
“Konsantrasyon eksikliği ve verimli çalışma prensiplerinin uyumsuzluğu” Yorumu
Bu yorum içerisinde haklılık payı barındırmakla beraber, kuşaklar arası farklılıkların avantaja çevrilememesinin bir sonucudur. Y kuşağı mensuplarının, sıkılgan ve hareketli yapısı; kurum çıkarlarını zedelemeyecek periyodlarla rotasyona tabi tutulmasıyla hem donanım hem de etkin çalışma konusunda geri dönüş alınabilmesi için bir yöntem olabilir.
Not: Y kuşağı mensuplarıyla ilgili yapılacak hiçbir genelleme birey bazında örtüşme sağlamayı garanti etmemelidir. Anketler, kuşak mensuplarının taleplerinin toplandığı çalışmalar ve bu konuda araştırma yapmış öncülerin ışığında kuşağın ortalaması ile ilgili yapılmış bu yorumlar, birey bazına inildiğinde kişisel özellikler sebebiyle bu yanılgıları haklı çıkarabilme ortamı hazırlayabilir.
Alper Cihan Hatipoğlu