Tedarik Zinciri veya diğer adıyla Lojistik Ağı, bir işletmenin en önemli noktalarından biridir. Tedarik zinciri bilgi, ürün ve fonların sürekli olarak devinim halinde olduğu dinamik bir yapıdır. Tedarik zincirinin ana var olma nedeni, bir başka deyişle görevi müşteri siparişinin yerine getirilmesidir. Tedarik zinciri yönetimi, bugünün rekabetçi küresel çevresinde her türlü işletme için başarının anahtar süreçlerinden biri olmasının yanında, örgütsel verimlilik ile karlılığın arttırılmasındaki rekabetçi stratejinin ana bileşenlerinden biridir Günümüzde, tedarik zincirinin önemi artmış, işletmelerin başarısı içerisinde bulundukları tedarik zincirinin başarısına bağlı hale gelmiştir
Tedarik zincirinin her seviyesinde birbirleriyle muhtelif açılardan etkileşim halinde olan değişik süreçlerin yerine getirilmesi amaçlanır. Tedarik zinciri bu amaçla çalışırken yerine getirmesi gereken bir başka nokta da bu sürecin kârlı bir şekilde devamı sağlanmasıdır. Tedarik zinciri yalnızca fiziksel varlıkların değil, aynı zaman da bilgi ve fon akışlarının da etkileşimli bir şekilde bir noktadan başka bir noktaya taşınmasına aracılık eder. Tedarik zinciri yönetimi, şirketlerin karlılığı açısından çok önemli bir yere sahiptir.
Geçmiş yıllarda, işletmeler sadece kendi fabrikalarında üretim yaptıkları, yerel pazarlardan tedarik ettikleri ve doğrudan müşteriye sattıkları için risk daha azdı ve yönetimi de daha kolaydı. Artan müşteri talepleri doğrultusunda da karmaşıklaşan ürün ve üretim süreçleri, rekabetin, belirsizliklerin, krizlerin ve kayıpların artması, etik değerlerin, yatırımcı güvenin azalması işletmeler açısından risk yönetiminin ne kadar önemli olduğu gerçeğini gösterdi.
Tedarik zincirlerini günümüzde yönetmek daha meşakkatlidir, çünkü riskler her ne kadar da tek başına gözükse aslında birbirine bağlıdır ve duruma müdahalede bulunurken geniş bir perspektiften bakarak müdahale edilmelidir. Bazı riskler gerçekleşme olasılığı yüksek ama tedarik zinciri üstündeki etkisi düşük, bazı risklerin ise gerçekleşme olasılığı düşük ama halka üzerinde etkisi yüksek olur. Meydana gelme ihtimali düşük ama tedarik zincirine etkisi fazla olan risklerin başında bulaşıcı hastalıklar gelir. Tedarik zinciri risklerini tamamen ortadan kaldırmak çok da gerçekçi bir hedef değildir. Lakin bu riskleri minimum seviyeye getirmek mümkündür. Bundan dolayı tedarik zinciri risk yönetimi, zarar verici tedarik faaliyetlerinin ortaya çıkma olasılığı ve firma üzerinde etkisini azaltan satın alma uğraşlarından meydana gelir.
Tedarik zinciri riskleri iç ve dış tedarik zinciri olmak üzere ikiye ayrılır. İç tedarik riskleri; üretim riskleri, iş riskleri, planlama ve kontrol riskleri, azaltma ve acil durum riskleri olarak kabul edilir. Dış tedarik zinciri riskleri ise; talep riskleri, tedarik riskleri, çevresel riskler ve iş riskleri olarak ele alınır.
Her işletmenin karşı karşıya kaldığı riskler birbirinden farklıdır. İşletmenin faaliyet alanı, bulunduğu ülke, sektörü, müşteri profilleri, tedarik zinciri, çalışanları, iş modeli, teknoloji kullanma yoğunluğu, kullanılan teknolojinin türü, rekabet yapısı gibi birçok faktöre göre değişmektedir.
Tedarik zincirinde riskler makro ve mikro riskler olarak da ikiye ayrılmaktadır. Makro riskler firmalar üzerinde olumsuz etkileri olabilecek olumsuz ve göreli olarak nadir görülen dışsal olay ve durumları ifade eder. Makro risklere insan kaynaklı riskleri ve doğal afetleri örnek olarak verebiliriz. Mikro riskler ise doğrudan tüm tedarik zincirindeki paydaşların ilişkileri ve/veya firmaların içsel aktivitelerinden kaynaklanan göreli olarak yinelenen olayları ifade eder. Genel olarak, makro riskler mikro risklere kıyasla firma üzerinde daha fazla olumsuz etkiye neden olurlar.
ünümüzün internet çağında, küreselleşme ve potansiyel siber müdahale sebebiyle tedarik zinciri risklerini azaltmak zor olabilir fakat birkaç yöntemle an aza indirilebilir. Örneğin; PPRR risk yönetimi modeli. PPRR; Prevention(önleme), Preparandes(hazırlık), response(cevap) ve recovery(kurtarma) kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Bu parçaları biraz açacak olursak;
Önleme: Tedarik zinciri riskinin azaltılması için ihtiyati önlem alma.
Hazırlık: Acil durum planı geliştirme ve uygulama.
Yanıt: Bir sorun meydana geldiğinde olayın etkisini azaltmak için acil durum planını uygulama.
Kurtarma: İşlemleri sürdürme ve işleri mümkün olduğunca çabuk normal kapasitede çalıştırma.
Sonuç olarak birçok işletme birincil tedarikçilerinin kullanılamaması durumunda kendilerine acil durum planı sağlayacak tek kaynaklı modelden çok kaynaklı modele geçmeye karar vermiştir.
Tedarik zincirindeki risklerden bahsederken tedarik zincirindeki kırılganlık konusunu es geçmemek gerekir. Çünkü tedarik zincirindeki risklerin ortaya çıkmasındaki ana neden tedarik zincirinin kırılganlığıdır. Tedarik zinciri kırılganlığı içerisinde riski bulundurmasından meydana gelir. Halkanın hangi bölümünde risk fazla ise kırılganlık da o derece fazladır. Bu yüzden kırılgan halkanın risk yönetimine daha çok önem verilmelidir. Kırılganlık, ürünlerin zarar görmesi ya da kaybolması ihtimalinin yüksekliğini gösterir. Ayrıca tedarik zincirinin kırılganlıklarından meydana gelen risklerin tedarik zincirinin bozulmasına yol açma ihtimali oldukça yüksektir. Bozulma ise tedarik zincirindeki ürünlerin normal seyrini bozan planlanmamış, hiç istenilmeyen bir neticedir. Tedarik zincirinin en zayıf halkası olarak soğuk zinciri söyleyebiliriz. En doğalını ve tazesini tüketme isteğiyle birlikte soğuk zincir için özel olarak üretilen konteynırlar ve birtakım özel taşıma metotları kırılganlığı minimum seviyeye indirse de bu ürünler için uygulanan risk yönetimi kapsamındaki önlemler bazı durumlarda yeteriz kalır.
Sonuç olarak tedarik zinciri risk unsurları, teknoloji geliştikçe ve insan ihtiyaçları fazlalaştıkça artmaya devam edecektir. Tedarik zinciri risk yönetimi bu bağlamda önemli bir fonksiyondur. Tedarik zinciri risk yönetimini bu şekilde kendine amaç edinen şirketler günümüzde ve gelecekte çok önemli yollar kat ederek istedikleri büyüme seviyesine ulaşmaları çok daha kolay olacaktır.
Hikmet Tuğrul Sevim