Nesnelerin interneti Endüstri 4.0 altında birçok farklı terminoloji barındırıyor, denizcilik sektöründe verimliliği arttırmak zaman ve maliyetten tasarruf etmek amacıyla oluşturulan bu terminolojilerden bir tanesi de Shıppıng 4.0’dır.
Denizcilik sektörünün genetik yapısına bakacak yapacak olursak; 1810’lu yıllarda buhar motorlarının devreye girmesi,1910’lu yıllarda dizel motorlar ve 1970’lerde dijital otomasyon,nakliye sektöründe büyük değişimlere temel olmuştur. Denizcilik sektörü,3. Sanayi devrimi’ndeki temel unsur olan otomasyon sürecine hızlıca adapte olmuş, uzaktan kumandalı rıhtım vinçleri, saha istif vinçleri ve otomatik terminal traktörlei ile insansız işletmeye başlamıştır.
Bu konuya en iyi örnek teşkil edecek yapı şüphesiz Singapur’dur. Malezya, ABD, Hong Kong, Japonya, Çin ve Tayland basta olmak üzere bölge ülkeleri olan Filipinler, Tayvan, Endonezya ve Avustralya ile yakın ticaret ilişkisi içerisindedir.
1960’lı yıllarda 581 km kare olan olan ülke yüz ölçümü,Malezyadan alınan milyonlarca metre küp toprak ve taş ile yapılan dolgu sayesinde 710 km çıkmış,2030’da ise 100 km kare daha büyümesi hedeflenmiştir. Resmi dil sayısı İngilizce-Çince-Malayca ve Tamil dilleri olmak üzere 4 adettir. Ülkede yer alan şirketlerin artması ve sürekli büyümesi nüfus patlamasına neden olmuş ve bu artış hızla devam etmektedir. Şu anki nüfus 6 milyon’dur. Dünyanın 6.(altıncı) zengin Ülkesidir. Hükümet stratejilerinden biri de Singapur’u premier finance merkezlerinden biri yapmak olmuştur. Singapur hükümeti ticari faaliyetlerde bulunmak isteyenlere vergi kolaylıkları sağlamaktadır. Bu ülke limanında yılda(2013) 32.6 Milyon teu 500 milyon ton konteyner yükü eleçlendiği ve her 5 dakika da bir bir geminin girip diğerinin çıktığı dikkate alındığında küresel ticaret de oynadığı rolün önemi ortaya çıkacaktır. Singapur limanı dünya üzerinde 600 liman ile bağlantısı olarak küresel ticarete katkı sağlamaktadır.Singapur diğer ülkelere çok açıdan örnek olmayı başarabilmiştir, İnsansız liman mantalitesinde olduğu gibi.Bu sistemin temel taşları uzaktan kumandalı rıhtım vinçleri (STS,MHC), saha istif vinçleri (RTG,RMG), otomatik terminal traktörleri (AGV) olmuştur. İnsan gücüne olan ihtiyacın gittikçe azaldığı bu süreç sistemi tamamen mekanikleştirip, maliyet ve zamandan tasarruf yapmayı planlamıştır.
Singapur gibi bu işlevselliği en iyi yansıtan bir diğer liman ise Rotterdam Limanıdır.Avrupanın en geniş ve en işlek limanı olma özelliğini taşıyan Rotterdam Limanı mükemmel karayolu, demiryolu, suyolu ve boru hattı bağlantıları, onu küresel lojistik üs pozisyonuna getirmiştir. Dünya ticareti ve Uluslar arası eşya hareketi açısından çok önemli olan liman, Avrupa ve Hollanda ekonomisi için vazgeçilmez bir konumdadır. Limana yılda 120.000 nehir gemisi ve 30.000 okyanus gemisi gelmektedir.Singapur ve Rotterdam limanının en büyük özelliklerinden bir tanesi de kendi terminal operasyon yazılımlarını kullanmalarıdır.Otomatik, insansız liman ekipmanları arasındaki uyum ve işleyiş için bu yazılımlar çok önem arz etmektedirler.Her rıhtım vinci aynı anda sadece bir ambara hizmet verebilmekte ve iki vinç arasında belirli bir güvenlik mesafesi koyulması gerekmektedir.Bu tasarım ile vinçler gemiye aynı anda hem iskele hem de sancaktan hizmet verebilmektedir. Terminal maliyetlerini azaltmanın en iyi yolu terminal ekipmanlarının farklı alanlar için de kullanım oranlarını arttırabilmektir.Terminal ekipmanları otonom olarak kullanmak ise hata payını çok ciddi oranda azaltmaktadır.Akıllı limanların temel ekipmanları otomatik İstifleme Vinci – ASC (Automated stacking Vehicle) : Yüksek istifleme yoğunluğu ve düşük iş gücü maliyeti sağlamaktadır bir diğeri ise Otomatik Terminal Traktörleri- AGV (Automated Guided Vehicle): Konteynerin terminal içi hareketini hatasız yapmakta ve iş gücü maliyetini azaltmaktadır.
Shipping 4.0 limanların en büyük devrimi olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye ve denizcilik sektöründe kolaylıklar oluşturmaya devam edecek.Bu kapsamda Haziran 2017 ortalarında DP world ile Kazakistan arasında imzalanan anlaşma ile ‘ Liman topluluk sistemi ‘ kurulması kararı alınmıştır.Bu anlaşma ile bir elektronik platform kurulacak, organizasyon içinde bulunan denizcilik,kara ve hava taşımacılığı ile ilgili tüm süreçlerin veri değişimi, bu platform üzerinden sağlanacaktır.Lojistik ağındaki ulaştırma işlemleri, lojistik merkezleri, gümrük birimleri ve müşteriler platformda günde 50.000 işlem gerçekleştirecektir. Kağıt kullanılmadan yapılacak dijital işlemler ve otomatikleşmiştirilmiş lojistik süreçler ile Kazakistan’ın liman ve serbest bölgelerinde bekleme zamanlarının sıfırlanması,tamamen izlenebilir bir tedarik zincirinin kurulması beklenmektedir.Bu sayede ‘ Bir kuşak,bir yol ‘ Kazakistan’ın sadece fiziksel değil aynı zamanda dijital alt yapısı da hayata geçirelecektir.Limanlar ise bu tüm dijital sistemin kalbidir.
Ayrıca bu konuda daha az hata payı ve pratiklik açısından uzaktan kumanda yöntemi ile ticaret gemileri de denenmeye başladı.Uzaktan kumanda sisteminde konteynerlar için en büyük atağı ise Maersk yapmaya hazırlanıyor. Maersk’ün ‘ Uzaktan Konteyner Yönetimi (RCM) ‘ projesinin uygulaması modem,GPS ve bir sim kart ile soğutmalı konteynerların konumu,sıcaklığı, nem oranı ve güç seviyesi gibi bilgiler izlenebilecek ve müşteri bu bilgilere gerçek zamanlı erişebilecek. Müşteri bu sayede soğutmalı konteynerin yükleme öncesi gerekli sıcaklığa ulaşmadığını görünce çiftçiyi ya da tedarikçiyi uyarabilir, bir kamyoncu ya da liman işçisi soğutmalı konteynerin gücünü kapattığı zaman bunu anında görebilir. Bu sayede hem operasyon verimliliği hem de müşteri memnuniyeti, daha da önemlisi tedarik zincirinin hem deniz hem kara ayağında görünürlüğü, izlenebilirliği ve güvenilirliği artar.
Shipping 4.0′ ın Türkiye ayağında ise Aselsan yaptığı çalışmalar ile öne çıkıyor.İnsansız deniz araçlarının askeri ve ticari alanda kullanımı her geçen gün gelişerek artmakta, yüksek risk içeren faliyet alanları başta olmak üzere suüstü ve sualtında muhtelif uygulamaları olan sistemler, maliyet, zaman ve insan gücünden de tasarruf sağlamak amacıyla kullanılmakta, gemilerin suüstü atışlarında hedef ve hedef çekme görevlerinde insansız sistemlerin kullanılması dünya bahriyelerinde yaygınlaşmaktadır.
Bu gelişmeler ışığında Aselsan A.Ş.’nin insansız sistemler alanında gerçekleştirmekte olduğu faliyetlerle kazanılması hedeflenen milli çözüm ve yeteneklerin , Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyaçlarını karşılayabilmesi maksadıyla yürütülen çalışmalara aralıksız devam etmektedir.Asimetrik tehditler ile mücadele, kıyı gözetleme,liman ve boğaz güvenliği görevleri gerçekleştirmek amacıyla geliştirilmiş olan ‘ Levent ‘ insansız suüstü aracından elde edilen tecrübeyle, insansız otonom ve uzak komuta suüstü sistemlerinin geliştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.
Askeri amaçla başlayan bu proje de Aselsan öncülüğünde ticari amaçlı çalışmalara başlanması da beklenilmektedir.Değişen her düzene ayak uydurmak yok olmamak ve değişimin bir parçası olmak için çok önemlidir.Bu alanda ileri zamanlarda başka Türk projelerini görmek bizi şüphesiz bizi mutlu ve onure edecektir.