Lojistik ismin sonuna bir sözcük eklemekle değil, çok geniş bir hizmet yelpazesini birbirine entegre ve mevcut maliyetlerin altında bir değerle yeni bir katma değer yaratarak sağlamakla olur.
Horozun kısa bir tarihçesini anlatıp, şu anki durumu hakkında bilgi verir misiniz?
1942 yılında Gaziantep’te kuruldu. Türkiye’nin en eski taşımacılık şirketlerinden birisi ve 40-50-60’lı yıllarda daha çok yurtiçinde karayolu ve demiryolu taşımacılığı yapmış bir şirket. 70’li yıllarda birlikte uluslararası taşımacılığa başlamıştır. Ağırlıklı olarak orta-doğu, Ürdün-lrak-İran’a taşımacılık hizmeti veriliyor. 80’lerde ise rotasını batıya çeviren Horoz; Avrupa’ya ithalat ve ihracat taşımalarını yapmaya başlıyor. 90’lara gelindiğinde ise müşterilerin değişen talepleri doğrultusunda bir lojistik firmasında bulunması gereken tüm hizmet birimlerin şartı bütün teknolojik ve insan alt yapısı hazırlanmaya başlandı. Bu hazırlıkların en hızlandığı yıllar 98 ve 99 Kasımında Horoz Lojistik firması kuruldu. Bununla birlikte kara ve demiryolu taşımacılığına; deniz ve hava taşımacılığı, gümrükleme ve depolama eklendi. Müşteri faaliyetlerini karşılayacak tüm lojistik faaliyetlerini yürütebilecek bir konuma geldi Horoz. 2000 yılında büyük bir Fransız lojistik firması olan SDV grubuyla bir anlaşma yapılarak SDV-Horoz kuruldu. Bu grup içinde ana faaliyet konuları hava ve deniz taşımacılığıdır. Bu ortaklığın nedeni; SDV’nin Fransız menşeli olması, Fransa’daki gücün yanı sıra tüm dünyada geniş bir hizmet ağıyla çalışıyor olmasıdır. Şu anda 2200 civarında çalışanı bulunan, 550 ülkede hizmet veren bir lojistik devidir SDV. Onlarla olan ortaklığımız sonucunda dünyada hizmet götüremediğimiz nokta kalmamış oldu. Tüm yapılanmalarımız Türkiye’de 265 civarında ofisimiz 16 bölge müdürlüğümüz ve kargo taşımacılığımızı yürüten 21 aktarma merkezi bulunan bir sistemimiz var. Horoz’un geçtiğimiz yılki cirosu 113 milyon$, 2000 civarı çalışanı vardır. Bu rakamların Horozun yükselişini anlatmak açısından oldukça etkili olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de lojistik adını taşıyan pek çok firma var. Peki sizce gerçek anlamda lojistik hizmeti veriliyor mu?
Lojistik kavramı, potansiyel müşterilerin kulağına hoş gelmeye başladığı yıllarla birlikte gelişmeye başladı. Önceleri yaptığımız işi anlatmak için taşımacılık ya da başka dillerdeki sözcükler kullanılıyordu; ama bu hizmetlerimizin daha çağdaş, daha entegre, daha tekelden üretilebilir ve bir katma değer yaratır hale geldiğinde lojistik kavramı oturmuş olur. Önceleri sadece askeri bir terim olarak bilinen lojistiğin sivil alanda taşımacılık sektöründe kullanılması 90’lı yıllara denk gelir. Bu anlamda lojistik kelimesini Türkiye’de ilk lanse eden firma Horoz’dur. Ancak zamanla lojistik moda bir kelime haline geldi ve lojistik kelimesini kullanma ihtiyacı hisseden, kendisini klasik nakliyeciliğin dışında çağdaş hizmet veren bir firma olarak göstermek isteyen pek çok firma isminin sonuna lojistiği ekledi. Lojistik isminin sonuna bir sözcük eklemekle değil, çok geniş bir hizmet yelpazesini birbirine entegre ve mevcut maliyetlerin altında bir değerle yeni bir katma değer yaratarak sağlamakla olur. Kısa bir örnekle; bir firma değişik lojistik firmalarından farklı taşımacılık ya da lojistik hizmetleri yer alıyor olabilir. Tüm bu farklı hizmetleri tek bir firma olarak vermek entegre olmuş bir ağ anlamına gelmiyor; eğer mevcut maliyetlerin altında bir maliyet sunarak bunun yanında da bilgi akışı, iş akışındaki kolaylaştırma gibi faaliyetleri bir arada sunabiliyorsanız bir lojistik firmasısınız demektir. Sadece taşımacılık yapıp Lojistik kelimesini kullanan firmalar olduğu gibi tüm anlattığım hizmet ağını bünyesinde barındırıp, müşteriye yardımcı olamayan firmalarda var Türkiye’ de gerçek anlamda lojistik hizmet veren çok az firma var ve Horoz bunlardan biri.
Hizmet alan reel sektörden firmalar outsource yaptıklarında nasıl faydalar alıyorlar?
2 tıp firma var. Birincisi her türlü öz varlığa sahip bünyesinde gümrükleme, depolama birimlerini bulunduran firmalar. İkincisi ise tüm bu hizmetleri başka firmalar vasıtasıyla veren firmalar. Bu iki tip firmanın da outsourceu farklı oluyor. Fakat temelde outsource yapan firmalarda böyle bir ayrım olmasına rağmen outsourceun her iki tarafa da çok önemli avantaları var. Elinde lojistik yatırımı olan bir firma onun yönetilmesi personel idaresi, finansman giderleri gibi maddelerden kurtuluyor. Lojistik outsourceunun en önemli yararı bu bence, firma kendi core business’yle uğraşmaya bırakıyor. Yeni üretici firma esas var olma sebebi olan faaliyetlerine yoğun-laşabiliyor. Hala Türkiye’de yeterli olarak outsourceu kullanan firma yok buda zamanla oturacak. Bunda kontrolü elden kaybetme kaygıları büyük rol oynuyor. Bunun yanında müşterilerin bu endişelerini körükleyen yeterli kalitede hizmet vermeyen lojistik firmaları da var maalesef.
Horozun hizmet kalitesini arttırmak için yaptığı teknolojik alt yapısı ve kullandığı yazılımlar hakkında bilgi verir misiniz?
Horoz bu anlamda en çok yatırım yapan firmalardan birisi. Bizim işimizde insan çok önemli hizmet üreten bir yerde, insan faktörü çok önemli. Mükemmel bir hizmeti bir kişinin yaptığı hata sonucu yok edebilirsiniz. Zincirin en önemli halkası insan unsuru. Önce Horoz’un amacı yetişmiş ya da yetişebilecek insanlara yatırım yapmaktır. Teknolojik yatırımlar yapılıyor. Yurt içi kargo takibi, depolama ve lojistik hizmetleri izlenebilen bir sistemimiz var. Bu sistemin adı “HONEST”. Horoz bu programı kendi bünyesinde yazmıştır ve yurt içi faaliyetlerinde kullanır. Bu programla müşteriler aldıkları hizmetlerin durumunu internet üzerinden izleyebilirler. Bunun yanı sıra yabancı ortağımız Sdv’nin Allien isimli benzer bir programı var. Bu programda sipariş ve kargo takibini kapsıyor. İsteyen müşteriler bu programlar sayesinde diledikleri an yüklerini takip edebiliyorlar.
E-Lojistik hizmeti verebiliyor musunuz?
Türkiye için bu kavram biraz erken çünkü oldukça büyük altyapısal problemler var. Bu nedenle bu projemizi ertelemiş durumdayız. Bu anlamda bir talepte yok bizim sektörde örneğin bizim web sitemizde sipariş verilebilecek yeterli donanım ve altyapı olduğu halde senede bu merkezden gelen bilgi sayısı 2-3’ü aşmıyor. Bunda müşterilerin güven eksikliği de rol oynuyor.
Irak-Amerika savaşı nakliye sektörünü nasıl etkiledi?
Başlangıçta ve savaş döneminde kötü etkilendik ama Horoz’un bir şansı vardı. lrak’a taşıması durmayan birkaç firmadan biridir Horoz. Birleşmiş Milletlerin Dünya Gıda Programında anlaşmalı taşıyıcılarından biri olduğumuz için savaş süresince de ve özel izinle taşımalarımız sürdü. Savaş sonrası o belgeye yoğun bir talep olacağı yününde beklentiler var. Yavaş yavaş bunun sinyallerini de alıyoruz. Yeniden yapılanma içinde olan lrak’a inşaat malzemelerinin, gıda yardımlarının taşınması, taşımacılık faaliyetlerinin ortak devam edeceğini düşünüyor.
İstanbul üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu mezunu olacaklar sektör için neler yapmalı?
Biz bu arkadaşlardan çok ümitliyiz. Bu zamana kadar çok çağdaş olmamasına rağmen çok etkin bir tarz olan alaylı sistemiyle ilerleyen sektörümüzde ilk defa teorik alt yapıya sahip arkadaşlar katılacak. Onlar bu sektörde daha çağdaş, verimli, modern lojistik anlayış getirecekler. Klasik nakliyecilikten bu tip yeni arkadaşlarla kurtulacağız. Bu anlamda benim arkadaşlara tavsiyem; stajlarını yapmaları, teori ve pratiği birleştirmeleri. Teorik altyapısı olan arkadaşlar olmayanlara oranla çok daha kolay adapte oluyorlar. Derslerinin yanı sıra piyasayı, sektörel yayınları, güncel gelişmeleri takip etmeniz; işiniz hakkında önemli detayları öğrenmenizi ve sektörü tanımanızı sağlar.
Horoz Lojistik’in kargo hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Lojistikle kargo kavramları özellikle Türkiye’de çok kullanılıp karıştırılıyor. Kargo lojistikten çok farklı bir hizmet. Aslında zamanla kargonun yerini lojistik alacak çünkü daha entegre bir hizmet. Firmalar global ekonomiye ayak uydurup yurtdışına açıldıkça Türkiye’deki ticaret tek yönlü olmayıp, yayıldıkça müşterilerin beklentileri de şu an kargo hizmeti olarak verilen hizmetten lojistik hizmete doğru kayacak. Şu anda kargo çıkış noktası hareketle küçük paket ve dosya taşımacılığıydı. Şu anda her türlü üretimin yurt içindeki akışını sağlama hizmeti olarak nitelendiriliyor. Genelde metropollerde çok yoğun; taşrada ise illerde ofislerle; müşteriden müşteriye ürün akışı sağlanıyor. Bu ürünler aktarma merkezi dediğimiz noktalarda toparlanıyor. Sonra akış gerçekleşip, nihai kullanıcıya ulaşıyor. Kargoculuk; koli, paket vs belli bir ebadı ve ağırlığı geçmeyen ticari veya şahsi eşyanın yurt içindeki akışını kapsıyor.
Horoz’un kargoculuk hedefleri nelerdi?
Türkiye’de ticaret metropoller arasında sınırlanmış durumda. Kargo firmaları özellikle İstanbul çıkışlarında belli taahhütlerde bulunup bu taahhütleri gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Yani Erzurum’dan Van’a giden kargo için bir standart yok. İstanbul çıkışlarında 600 km ye kadar olan iller için 24 saat, 600 km üzeri içinse 48 saat gibi bir süre veriliyor. Kargoculukta güvenli hizmeti sigortalı hizmeti herkes veriyor. Hız faktörü çok önemli. Horoz lojistik 4 yıllık bir firma ancak bu kısa sürede 160 şube, 55 aktarma merkeziyle hizmet veriyor. Şu anda ulaşılamayan hiç bir il veya ilçe yok. Müşteri odaklı bir firma olması ve beraberinde lojistik hizmet üretebilen bir firma portföyü olmasından çok esnek bir dağıtım yapısı var. Çok gelişmiş bir mobilize ağımız var. Verdiğimiz lojistik hizmet, dolayısıyla kimsenin ulaşamadığı bir noktaya hizmet götürebiliyoruz. Örneğin Vestel’in Güney Doğu Anadolu’nun bir mezrasına gönderdiği bir tv ile birlikte o bölgeye kargo hizmeti de verebiliyoruz. Şu an kayıtlı (HONEST sisteminde) 8000’den fazla müşterimiz var. Hizmet vermenin çok zor olduğu, Pirelli, Bridgestone gibi dev firmalar ve bankalarda bunların arasında.
Online hizmet veriyor musunuz?
Evet. İnternet üzerinden kargo hareketinin ve teslimatının izlenebildiği bir sistemimiz var ve teslim detayları özel raporlarla bildiriliyor. Biz lojistik ve kargonun entegrasyonunu amaçlıyoruz. Bunun için gerekli tüm teknolojik ve insani altyapıyı hazırlıyoruz.
Başka ne tür hizmetler veriyorsunuz?
En çok dosya taşımacılığı yapıyoruz bundan en önemli pay bankaların. Yakında kullanılmaya başlanacak elektronik imza tekniği ile dosya taşımacılığı azalacak. E-iletilerin artmasıyla da dosya taşımacılığındaki pasta giderek küçülecek. Koli, çuval taşımacılığı; Türkiye’deki ticaret artıp, global ekonomiye geçildikçe bu pasta çoğalacak ve bunu kullanan müşterilerin talepleri çoğalacak ve lojistik anlamda beklentileri olacak. Bu anlamda yeterli alt yapıya sahip olduğumuzda pastadaki payımız artacak.
Zeynep Timuçin – Serkan Özdemir – Tuna Ökkan