Lojistik hizmet sözleşmeleri firmaların satın alma, depolama, taşıma vb. gibi doğrudan doğruya üretimle ilgili olmayan faaliyetlerini bu hizmeti profesyonelce sunabilecek kuruluşlara devretmesi amacına yönelik olarak düzenlenmektedir. Günümüzde müşteri bilinçlenmiş, kendi beklentilerine göre özelleştirilmiş ürünlerin uygun miktar ve hızda sağlanmasını talep etmektedir. Bunun yanı sıra ülke ekonomisinde ve küresel ekonomideki ani dalgalanmalar da şirketler açısından önemli riskler oluşturmaktadır. Bu gelişmeler karşısında lojistik hizmet veren taraf hız, esneklik ve maliyet avantajını göz önünde tutarak hizmet vermek zorundadır. Bu ilkeler ışığında hizmet verilirken şu üç önemli söz hiç unutulmamalıdır.
“Söz uçar, yazı kalır.”,
“Şeytan ayrıntıda gizlidir.” ve
“İki kere ölç, bir defa kes.”
Lojistiğin bilinen tanımı “müşterilerinin ihtiyacını karşılamak üzere her türlü ürün, servis hizmeti ve bilgi akışının, hammaddesinin başlangıç noktasından ürünün tüketildiği son noktaya kadar •olan tedarik zinciri içerisindeki hareketinin, etkili ve verimli bir şekilde planlanması, taşınması, depolanması ve kontrol altında tutulması hizmeti olarak” şeklindedir.
Lojistik üretici ile tüketici birbirlerine çok yaklaştırmıştır. Lojistik hizmet için; geleneksel iş kurallarının olduğu, müşteri ihtiyaçlarının olduğu, müşteri ihtiyaçlarının üretim sürecinde ön plana çıktığı, bu hizmetlerden yararlanan firmaların bir takım sorumluluğun 3’üncü parti firmalara devrettiği ve depolama, nakliye ve dağıtım gibi alanlarda hizmet veren kuruluşların bir araya gelerek hizmet sistemlerini oluşturdukları sözleşmeler kurmak mümkün olmuştur. Lojistik şirketleri, firmaların üretim dışındaki sorumluluklarının tümünü veya bir kısmını üstlenirler. Taşıma ve depolama hizmeti veren şirketlerin yukarda belirttiğimiz lojistik tanımına göre hizmet verebilmeleri mümkündür. Ancak tanımdan da anlaşılacağı gibi lojistik sadece depolama ve taşıma ile kısıtlı kalamaz. Lojistik uzun bir süreçtir ve taşıma ve depolama hizmetleri de bu sürecin içinde ve bu surece uygun faaliyetler gösterecek şekilde yer alması gereken önemli noktalardır. Bir sözleşmede bu süreçlerin yanında başka süreçlerde olacaktır. Uluslararası Ticaret kuralları, Uluslararası teslim şekilleri, İncoterms ve Uluslar arası konvansiyonlar bilinmesi gereken kuralların içinde sayılabilir.
Sözleşmeler konusunda birkaç önemli nokta;
- Standart Sözleşmeler yalnızca belirli bir amaca yönelik olarak önceden hazırlanmış ve baskısı yapılmış olarak düzenlenmektedir. Bunlar genellikle bir malın Bir yerden diğer yere taşınmasını veya depolanmasını amaç edinen sözleşmeler. Oysaki lojistik hizmet sözleşmeleri, lojistiğin tanımına uygun olarak çok boyutlu sözleşmenin içinde birden fazla hizmetin yapılmasını amaç edinen ve bu hizmetlerin birbirinin devamı olmasına özen gösteren taraflar için özel olarak hazırlanmış sözleşmelerdir. Ayrıca o alanı düzenleyen mevzuat ve konvansiyon hükümleri de göz önünde tutularak düzenlenmektedir. Bir sözleşme içinde birden fazla üçüncü parti hizmet bulunabilmektedir. Taşıma, depolama, elleçleme, kontrol altında tutma hizmetleri aynı sözleşmenin içinde olabilir. Başarılı bir lojistik hizmet sözleşmesinin temel noktası, işletmeye ve o hizmete özgü olmasıdır.
- Standart Sözleşmeler genellikle kısa süreli olmaktadır. Geçerlilik süresi bir yılı geçen sözleşmeler pek yoktur. Oysaki lojistik hizmet sözleşmeleri için ideal sözleşme süresi üç ile beş yıl arasındaki sürelere sahip sözleşmelerdir. Sözleşme süresi içinde dönem dönem sözleşmenin kendini yenilemesine olanak verilmelidir.
- Standart Nakliye veya depolama sözleşmeleri klasik kalıplar içinde düşünülmüş değişen koşullara ayak uyduramayan, daha kısıtlı bir alanda uzmanlık gereksinimi duyulan sözleşmelerdir. Lojistik hizmet sözleşmeleri ise sözleşmenin uygulanmaması esnasında ortaya çıkan problemleri çözebilme yeteneğine sahip, buna ilişkin düzenlemeleri içinde barındıran, daha fazla uzmanlık gerektiren, daha esnek sözleşmeler olmalıdır. İş süreçlerinin yeniden tasarlanması veya sözleşme döneminde kullanılan teknolojinin hızla değişmesi vb. gibi faktörlere ayak uydurabilmelidir. Lojistiğin bilinen yazılı kuralları sözleşmenin omurgası olmalıdır. Omurganın sağlam olması gerekir. Sözleşmeler de insan vücudunda olduğu gibi sağlam bir omurga üzerine oturmalı ve olabildiğince de esnek olmalıdır. Esnek sözleşme yapma gerekçesi, sözleşmeyi yapan tarafların kontrolünde bulunmayan bazı dış faktörlerin değişebileceği gerçeğidir. Bu nedenle, değişen koşullara bağlı olarak hazırlanan bir sözleşme kuruluşlara esnek olma imkanı verir. Bir diğer ifadeyle, tarafların değişen şartlara dayalı olarak sözleşmenin bazı bölümlerini yeniden görüşmesine veya tarafları korumak amacıyla sözleşme içeriğinde değişiklik yapılmasına imkan tanıyan mekanizmalar oluşturmasıdır.
- Standart sözleşmelerde sözleşme hazırlanmadan önce geçirilmesi gereken bir safha yoktur. Sözleşme hazırdır ve taraflar imzalar. Oysaki lojistik sektöründeki sözleşmelerde bir ön sözleşme hazırlama safhası ve sözleşme için ön görüşme aşaması olmalıdır. Bu durum sözleşmenin maddelerinin iyice uygulanacak alana nüfuz etmesine imkan vermektedir. İşletme veya tedarikçi iş ilişkisine girme konusunda müzakereleri erkenden bitirme eğiliminde olabilirler. Tamamlanmamış (eksik) sözleşme imzalanmamalıdır. Taraflardan biri sözleşmenin bütün ayrıntıları belirlenmeden sözleşmeyi imzalamaya zorlayabilir. Hukuken sözleşme hazırlığı daha sona ermese bile, taraflardan biri sabırsız davranabilir. Bu durumda yeterli olgunluğa erişmemiş sözleşmenin imzalanması gelecekte taraflara ağır zararlar verebilecektir.
Son söz olarak şunu söyleyebilirim: Standart sözleşmeler bir mağazadan alınan hazır elbise gibidir. Her yönü ile vücuda tam oturması beklenemez. Kumaşı, dikişi bize göre olmayabilir. Provası yapılmamıştır. Lojistik sektörünü düzenleyen ve o hizmete özgü düzenlenmiş lojistik hizmet sözleşmeleri ise terziye diktirilen ısmarlama elbise gibidir. İki kere ölç, bir defa kes esasına göre hazırlanır. Belki hazırlanması uzun zaman alır, ancak daha konforlu, daha şık, kumaş rengi ve biçimi ile modaya daha uygun ve sağlamdır.