PanAir & Sea Freight Yönetim Kurulu Başkanı Gülriz Kantek arkadaşımız Serkan Vardar’ın sorularını yanıtladı.
Öncelikle bize kısaca özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
1968 yılında Gümüşhane’de doğdum. Öğretmen bir annenin ve gazeteci bir babanın 3.çocuğu olarak dünyaya geldim. Anne ve babamdan inançlı , istikrarlı ve dürüst olmanın erdemlerini öğrenerek büyüdüm.
İlk öğrenimime İstanbul’da başladım ,ardından Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde unutulmaz bir 6 yıllık orta öğrenim eğitimi aldım.Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Eğitimi bölümünü tamamladıktan sonra 1989 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsünde Uluslararası İşletme yüksek lisansı yaptım. 1994 yılında Tamer Karadeniz ile evlendim ve 11 yıllık evliyim.
Mesleğe girişiniz nasıl oldu? O dönemde sektöre girmenizdeki yol gösterici unsurlar nelerdi ?
Kariyer hayatımda; uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünü seçmemde en büyük etken İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimi almamdır. Bu anlamda lisansüstü eğitimimde yaptığımız vak’a çalışmalarının etkisi çok büyüktür. Mezun olduktan sonra farklı iş dalları aramadan, o dönemde Türkiye’de çok da popüler olmamasına rağmen bu sektörde kariyer hayatıma başladım. Bu gün yine aynı yerden başlayacak olsam yine aynı kararı verirdim …
1990 yılında bir havayolu taşımacılık firmasının yeni kurulan ithalat hava kargo departmanında işe başladım, 1992 yılında Hava Kargo Müdürü olduğum şirkete 1995 yılında ortak oldum. 1997 yılında taşımacılık hayatına başladığım şirketten ayrılarak, başka bir ortak ile kendi şirketimi kurdum.2002 yılında ortağımdan hisselerini alarak yoluma devam ettim.
Kariyer hayatıma başladığım firmada yapacaklarımı tamamladığıma inandığım anda kendi ticari görüşlerim doğrultusunda yeni bir firma dizayn etme kararı aldım ve bunu arkadaşlarımla paylaştım …
İş hayatınızda hiç; ‘Ben bunu yapamam’ dediğiniz sizi karamsarlığa düşüren bir olay yaşadınız mı?
Kişilik özelliğim itibariyle bu durumlarla karşı karşıya geldiğimde, içimde imkansızlığı hissettiğimde, sadece o konuya yoğunlaşarak savaşçı bir ruh ile kendi kendimi yenmeye çalışıyorum. O anda ‘savaştığım şey aslında imkansızlıktan çok, konuya imkansız gibi gören kendim’ olduğunu görürüm.
İş hayatında başarının çok basit kuralları var bana göre, bunlardan biri savaşını kendine karşı vermek, dürüst ve tutarlı olmak.
Zaman zaman geriye dönüp kat ettiğim aşamaları görerek önümdeki adımları önceden tayin edebilmek. Lojistik sektörü içinde kadınları nasıl görüyorsunuz?
Lojistik sektörü dendiğinde yoğun fiziksel gücün kullanıldığı, saatlerin esnek olduğu, erkeklere daha uygun görüldüğü düşünülür; ancak bu sektör erkek kadın ayırt etmeksizin, istikrarlı, dinamik genç ruhlu ve organizasyon yetenekleri gelişmiş, müşteri ile iyi iletişim kurabilen, herkesin sektörüdür. Bayanların erkeklere karşı ayrıca organizasyon yetenekleri gelişmiş olduğu ve insan ilişkileri, daha sosyal olduğu bir gerçektir.
Türkiye’de lojistik sektörünün geleceği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Her geçen gün gelişen sektörde Pan lojistik müşterilerine ne tür hizmetler sunuyor?
Her şeyin ötesinde Türkiye genç nüfusu olan bir ülke olarak geleceğin sektörü olan servi s sektöründe Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelere göre ciddi avantajları olan bir ülke konumundadır. Bununla birlikte Türkiye’nin stratejik ve coğrafi konumu itibariyle bu kadar hareketli ortamda olması, komşularına göre çok daha gelişmiş altyapı ve eğitim sistemine sahip olması, lojistik merkezi olmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Bu anlamda yeryüzünde savaş ve barış dahi lojistik yatırımını beraberinde getirmiştir. Türkiye’de resmi IATA lisanslı yaklaşık 250 hava kargo firması aslında ithalatta ilk 4, ihracatta ilk 16 firma arasında yer alan Pan Lojistik, hava kargo yanı sıra proje lojistiği, deniz ve demiryolu taşımacılığı ve kendine ait 5600 m2’lik depoda oldukça modern ve gelişmiş tekniklerle depolama ve dağıtım hizmeti sunmaktadır. 2001 yılında, Fransız iş ortağım ile birlikte merkezi Türkiye ve Fransa’da bulunan Autolog isimli, Doğu Avrupa, Almanya, İspanya, Portekiz, İngiltere, İran ve Brezilya’ya kadar yayılarak, Autolog adı altında otomotiv sektörüne kişiye özel ‘lojistik ve taşımacılık hizmeti’ sunmaya devam etmektedir.
Türkiye’de lojistik eğitimi ve bu anlamda sektörün geleceği olan gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Türkiye yeni yeni açılan bölümlerle gençlerimize lojistiği lisans eğitimi olarak vermeye başladı. Öncelikle lojistik eğitimi veren İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere diğer üniversitelerimizde de yayılmaya başladı. Bizler de her fırsatta ilgili üniversiteli arkadaşlarımızı stajyer olarak görevler veriyor ve daha sonrada kadrolu olarak bünyemizde işe başlamaları için teşvik ediyoruz
İş hayatında herkes eşit düzeyde şanslı olmayabilir ve aradığını ilk işinde bulamayabilir. Ancak ne kadar çok iş değiştirirseniz, bir konu hakkında yoğunlaşma ve bilgi edinme yetiniz o oranda azalacaktır. Bu yüzden öğrencilik döneminde, mümkün olduğunca çok şirkette staj ve part-time çalışmak size iş hayatınızdaki beklentilerinizin neler olduğunu daha iyi anlayabilme imkanı verecektir.
İş hayatınızdaki 10 senelik deneyim bir üniversite eğitimine denk olarak değerlendirilir. Dolayısıyla ‘eğitimsiz deneyim, deneyimsiz eğitim’ her ikisi de eksik unsurlardır ve birbirleriyle tamamlanması gerekir.
Yeni mezun arkadaşlar sektörde kolay yer bulabilecek olmalarına rağmen; işin pratikte öğrenilmesi adına en alt seviyeden başlayabilirler ve 360 derecelik vizyon oluşturabilirler.