Lojistik Dünyasında Kurallar Belirleniyor

Kategori: Logistical, Sayı 10 | 0
Avukat
Egemen Gürsel Ankaralı

YENİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA TAŞIMA

Yeni, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun dördüncü kitabını oluşturan ve madde 850’den itibaren başlayan Taşıma İşleri başlığı altındaki taşıma hukukuna ilişkin düzenlemeler, her ne kadar Taşıma İşleri başlığı altında düzenlenmiş olsa da doğrudan Lojistik ile ilgili kurallara yöneliktir. Taşıma İşleri düzenlemeleri, Avrupa Topluluğunu Kuran Anlaşma’nın, yani Roma Anlaşmasının taşımaya ilişkin Topluluk politikalarının esaslarını gösteren hükümler göz önünde tutularak yapılmıştır. Söz konusu kuralların temelinde topluluğun ana hedeflerinin ortak bir taşıma politikası çerçevesinde izlenmesi düşüncesi yatmaktadır. Taşımanın değişik cepheleri bu suretle ortak politikalar bağlamında düzenlenmiştir. Topluluk içinde, uluslararası taşımaya ilişkin ortak kurallar konulması, yerleşik olmayan taşıma şirketlerinin üye ülkeler içinde serbestçe hizmet sunabilmelerinin sağlanması ve taşımanın güvenliğinin, sağlık ile çevre korunmasının en iyi şekilde gerçekleştirilmesi belirlenen bu politikalar içindedir. (bknz. Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçe) Avrupa Topluluğu çalışmalarını, hiçbir zaman, taşıma hukukuna ilişkin ulusal hukukların uyumlaştırılmasına, yerelleştirilmesine ve bu alanda hükümler konulmasına yöneltmemiştir.

Avrupa Topluluğu güvenlik yönünden alt yapıyı düzenleyerek, Transavrupa Ulaşım Ağı’nı kurmak için adımlar atarken, diğer taraftan da, Avrupa Topluluğu’na üye ülkelerin taşıma şirketlerinin rekabet gücünü artırıcı önlemler almıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun taşımayı düzenleyen 4. kitabını Taşıma Kitabı olarak tanımlayabiliriz.

Bu bölüm, Avrupa kara taşıması hukukundaki reform çalışmalarından etkilenerek düzenlenmiştir. Bu sebeple yeni kanunda CMR KONVANSİYONU’nun etkisi büyüktür. CMR KONVANSİYONU Avrupa bağlamında uluslararası nitelikte bir düzenleme olmasına rağmen, aynı zamanda devletlerin kendi iç hukuk düzenlemelerini uyumlaştırma aracı rolünü de oynamıştır. (bknz. Türk Ticaret Kanunu Genel Gerekçe) Avrupa devletleri ulusal hukuklarını CMR KONVANSİYONU ile uyumlaştırırken onun ilkeleri bağlamında da kendi iç hukuk düzenlemelerini reforma tabi tutmuşlardır. Yeni TTK’nın taşıma kitabı ile de Türkiye Cumhuriyeti de bu reformu yapmıştır.

Yeni TTK’nın taşıma kitabı bir reform niteliğindedir.

Yeni Türk Ticaret Kanununda, taşıma senedi dolayısıyla kıymetli evrak hükümleri içinde yer alan taşıma ayrı bir kitap haline getirilmiştir. Taşımaya ilişkin hükümlerin büyük çoğunluğu 1926 yılında kabul edilen Türk Ticaret Kanunu’ndan geliyordu. Bunlara da birçok ülkenin bugün yürürlükten kalkmış hükümleri kaynaklık etmişti. Söz konusu hükümler hem Türkiye’yi uluslararası piyasaların dışında tutuyor hem taşıma sektörünün gereksinimlerine cevap veremiyor hem de yorum güçlükleri doğuruyordu. Bu sebeple esas itibarıyla sınır aşan taşımalar hakkında öngörülmüş olmakla beraber hem iç hem de dış kara taşımacılığında, uluslararası uygulamada geniş kabul gören CMR kısaltmasıyla anılan Karayollarında Eşya Taşınmasına İlişkin Milletlerarası Sözleşme hükümlerinin yeni Türk Ticaret Kanununda yansıtılması bir gereklilik olarak ortaya çıkıyordu. Türkiye geçmiş yıllarda CMR KONVANSİYONU ‘nu kabul etmiş olmasına rağmen, 6762 sayılı Kanundaki (Eski Türk Ticaret Kanunu) hükümlerin CMR KONVANSİYONU ile çelişmesi sorunlar çıkarıyordu. Eski Türk Ticaret Kanunu’ nun çelişkileri sadece CMR KONVANSİYONU ile de sınırlı değildi demiryolu taşımacılığında, çoklu (multımodal taşıma) taşımalarda da çok büyük çelişki ve boşluklar bulunuyordu. Bu nedenle, çelişkinin ortadan kaldırılabilmesi için yeni kanunda taşımanın CMR KONVANSİYONU hükümlerine uygun bir tarzda kaleme alınması yoluna gidilmiştir. Durum bu olmakla ve CMR KONVANSİYONU Türkiye Cumhuriyeti 14/12/1993 gün ve 21788 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3939 sayılı yasa ile “Eşyaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi’ni (CMR) ve bu sözleşmeye ek protokole katılmayı kabul etmiştir. CMR’nin metni 4 Ocak 1995 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Uluslararası Taşıma da CMR kurallarının uygulanması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu durumda yapılacak bir taşıma sözleşmesine CMR kurallarının uygulanması emredici hüküm olarak düşünülmelidir. Asıl belirleyici mevzuat olmakla birlikte, taşınma eşyasının taşınması, değişik tür araçlarla taşıma, yolcu taşıma ve özellikle taşıma işleri yüklenicisi ve taşıma, özellikle Alman Ticaret Kanunun’ dan yararlanılarak düzenlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunun Taşıma Kitabında belirlenen düzenlemeler, Türk taşıma hukukunun genel hükümleri halinde ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan, lojistik dünyası için yeni bir pencere açılmaktadır.

Bu düzenleme çerçevesinde, karayoluyla ve demiryoluyla yapılan ve ilgili milletlerarası sözleşmelerin uygulama alanına girmeyen eşya taşımaları, yolcu taşımaları , taşınma eşyası taşıması, değişik tür araçlar ile yapılan (karma, kombine) taşımalar ve taşıma işleri yüklenicileri hakkında uygulanacak ortak kurallar tespit edilmiştir. Ayrıca, 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunundan farklı olarak, demiryoluyla yapılan taşımalar da artık Tasarının bu hükümlerine tabi tutulmuştur.

Bu yazıyı bitirmeden önce, deniz ve havayoluyla yapılan taşımalar hakkında kendi içinde kapalı ve geniş kapsamlı yasal düzenlemeler bulunduğundan, yeni Türk Ticaret Kanunun Taşıma Kitabında bu taşımaların hariç tutulduğunu önemle belirtmek isterim. Deniz Taşımacılığı konusunda Yeni Türk Ticaret Kanunun, deniz ticaretine ilişkin beşinci kitabı yeni düzenlemeler getirmiştir ve bu incelememizin dışındadır. İç sularda yapılan taşımalar da “Deniz Ticareti”ne ilişkin Beşinci Kitabın hükümlerine tabidir. Hava taşımacılığı için ise uluslararası sözleşmeler ile birlikte, ulusal taşımalar için, Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri geçerli olduğunu belirtmek isterim.

Avukat Egemen Gürsel ANKARALI