Küreselleşme sürecinin öneminin arttırmasıyla birlikte, işletmeler zaman kaybetmeksizin işlerini verimli ve en düşük maliyetle girdilerini sağlayabilmek için, daha gelişmiş ve daha esnek iletişime, optimum kullanım uygulamalarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle işletmeler elektronik ortamda geçirdikleri bazı evrelerin ardından e-lojistik kavramıyla tanışmıştır.
İşletmelerin internet uygulamalarına geçişi e-presence yanı internette hazır bulunma süreciyle başlamış olup, burada şirketin tek yönlü bir bilgi akışıyla kendi hizmetlerinin ve ürünleri hakkındaki bilgileri sunmasıydı. Daha sonraları müşterilerin sorularını en hızlı ve verimli bir şekilde yanıtlamak amacıyla kullanıldı. İşletmelerin İnternet ortamında yaşadıkları ikinci evre ise e-ticaret oldu. İnternet uygulamaları üzerinden işlem gerçekleştirebilmeyle birlikte işletmelerin iş görme maliyetlerinde önemli azalmalar görüldü. Böylece iki yeni kavram ortaya çıktı; B2C işletmeden müşteriye ve B2B işletmeden işletmeye. Üçüncü aşama ise e-business olup internet ortamında yaratılan olası avantaları elde etmek için transformasyon sürecini ve entegrasyonun artmasıyla yaygınlaşmıştır.
E-business ile birlikte karsımıza e-lojistik kavramı çıkmaya başladı. Bu sistemi üretici işletmelerin kendi lojistik departmanlarında kullanmalarının yanı sıra en önemli kullanıcıları lojistik hizmet üreten işletmelerdir. Bu süreç içerisinde e-ticaret kavramını geliştirenler tarafında online gönderi araçları yılıştırılmıştır. Lojistik sektöründen örnek alacak olursak UPS kendi XML ve HTML araçlarını, FedEx ise kendisine ait Web araçlarını (FedEx API) kullanıcılarına sunmaktadır.
Bütün bunlar taşıma sürecini hızlandırmak ve maliyetleri minimize etmek için yapılmakla beraber günümüzün rekabetçi pazarlarında birçok çözüm üretilmektedir. Ancak e-lojistik sürecini olumsuz etkileyecek bazı etkenlerde mevcuttur. Bunlardan birincisi geliştirilen çözümler genel olarak kabul görmediği için belli bir standardizasyon oluşturulamayabilir ve diğer oyuncular tarafından takip edilmeyebilir. İkinci etken ise, Windows tabanlı uygulamalar genellikle türlerinde tektir ve kullanıcılar onları satın almaya zorlanmaktadır.
Taşıma hizmeti sunanlar ve diğer bulun tedarikçiler kendi web servislerini kurarlar ve diğer şirketlerin kendilerine erişebilmesi ve kullanabilmesi için UODI Kayıtlarını oluştururlar. Birçok entegrasyon mimarisinde olduğu gibi XML, şirketlerin mevcut verilerini değiş tokuş etmesinde önemli rol oynar ve bu hizmeti sunarken veri kollanmasında ve veri formalının oluşturulmasında cross-platform yaklaşımı kullanılır. Örneğin SOAP, XML üzerinde kurulmuş olup paket bilgisini, sistem sınırları içerisinde bilgi değişikliğini sağlar. Öte yandan UDDI kayıtları, diğer kullanıcılar için erişilebilir olması için, web siteleri üzerinde programlanabilir elementlerin yer almasına izin verir.
Tipik bir e-Lojistik süreç, üç asamadan oluşur; aktarılan istekler, yükü gönderme ve yük takibi. Herhangi bir B2B başvuru aktarılan istek (IRFO) olarak web servisine gönderilir. Hizmet alan tarafından belirlenen gönderi yeri, zamanı ve yükün ağırlığı veri olarak girilir ve RFQ tarafından hızlı bir şekilde XML tabanına eklenir. Buradan adaptasyon tabanına giden veriler, isteği uygun olan servera gönderir ve backend serverdan cevap alınır. Buradan alınan barkod ambalaja yapıştırılır ve B2B başvurusuna iletilir. Kullanıcı kendi ID ve şifresiyle yükün takibini ve sürecin doğru işlediğini kontrol edebilir.
Dünyada hızla gelişen lojistik sektörü e-lojistik kullanımının artmasıyla birlikte, tedarikçi maliyetlerinin düşmesine, tedarikçi sayısının azalmasına, satıcı ve alıcı arasındaki işlemlerin maliyetinin düşmesine, stokların basitleştirilmesine ve azaltılmasına, outsourcing ve re-engineering’in öneminin artmasına önemli katkıda bulunacaktır. Böylelikle işletmeler günümüzün rekabetçi pazarlarında daha güçlü bir pozisyon alacaktır.
Sayat Çekiç