1929 yılında dünyada büyük bir ekonomik yaşanmış bu krizle Türk Lirası başta İngiliz Sterlini karşısında hızlıca değer kaybetmiştir. Bunun etkisi de tarım ürünleri fiyatlarında gerçekleşen ani düşüş ile görülmüş böylece Türkiye’ de deflasyonist süreci başlamıştır. Özellikle ihraç edilen tarım ürünleri için alıcı bulmakta oldukça zorlanılmış dolayısıyla ekonomisinin büyük bir bölümü tarıma bağlı olan Türkiye’de krizden en fazla etkilenen çiftçiler olmuştur. Bunun sonucunda Türkiye’de kriz başlangıcından sonra dış ticarette büyük bir düşüş yaşanmış bu etkiyle birlikte yabancı yatırımlar da büyük oranda kesilmiştir.
1980 yılında yaşanan finansal hareketler ile 1990 yılları boyunca da dünyayı etkileyen ekonomik krizde Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük bankalarından biri olan Lehman Brother’s iflas etmiş ve akıllara 1929 Büyük Buhranını getirmiştir. ABD ekonomisinin yaşadığı bu durumdan Türkiye de nasibini almış ve ekonomisi daralmaya uğramıştır. Bu durum birçok sektörü etkilediği kadar lojistik sektörünü de etkilemiştir.
Ülkemizde ve dünyada hızla büyüyen ticaretin gelişmesine büyük oranda katkı sağlayan lojistik, bünyesinde bulundurduğu birçok alan nedeniyle uluslararası ticaret ve yaşanan finansal hareketlerden en çok etkilenen sektörlerden biridir. Gerek taşımacılık gerek mal ve hizmetlerin teslimatını gerçekleştiren bu sektör dış ticarette, döviz kurunun yaşadığı belirsizlik ve kur farkının oluşmasıyla birlikte birçok problem yaşamaktadır. Depolama, stok yönetimi, taşıma gibi alanlara sahip olan lojistikte, maliyetlerin hedeflenenin üzerinde kalmasıyla birlikte ithalatçılar antrepolardan malları çekememektedirler. Antrepoda beklemeye alınan malların birikmesiyle ve bekleme sürelerinin uzamasıyla; dövizden kaynaklı maliyetler, bekleme maliyetleri, firmaların araç akaryakıt gibi maliyetleri ile finans sorunlarının artması şirketlere ekonomik açıdan zarar vermektedir. Özellikle 2018 yılında yaşanan kur yükselişleri ile ithalat hızlıca azalarak ihracat hızlıca artmıştır. Bu durum ticaretin dengesini değiştirmiş dolayısıyla Avrupa’ya giden araçların yaklaşık %70’i boş dönmüştür. İthalat yapan firmalar yüklemelerine kısmen ara vermişler ve siparişlerini iptal etmek zorunda kalmışlardır. Bu durumla maliyetler ciddi oranda artarak şirketlere problemler yaratmıştır
Günümüzde petrol fiyatları ekonominin bel kemiğini oluşturan bir faktördür. Öyle ki taşımacılık maliyetlerini oluşturan en önemli belirleyicilerinden biridir. Bu sebeple Dünya ekonomisine yön veren petrolün, fiyatlarındaki dalgalanmalar sektörde büyük bir etki oluşturmaktadır. Türkiye’nin ham petrol ithalatının çok yüksek olduğunu göz önünde bulundurursak fiyatlardaki dalgalanmalar ülkemizi de ciddi boyutta olumsuz etkilemektedir. Değişkenlik maliyetleri arasına giren mesafeler, liman ve acente ücretleri geminin harcayacağı yakıt miktarını belirleyen maliyetlerdir. Geminin harcayacağı yakıt miktarı arttıkça navlun bedeli de artacaktır. 2008 yılı itibariyle petrol fiyatlarında yaşanan hızlı artış deniz ulaştırma sektörünü derinden sarsmıştır. Ayrıca 2005-2010 yılları arasında gemi tiplerine göre navlun ve petrol fiyatlarını incelendiğinde petrol fiyatlarında gözlenen artış navlun fiyatlarını da arttırması beklenirken bu fiyatların beklenildiği gibi hareket etmemesiyle konteyner ve kuru dökme yük alanlarında krize neden olmuştur. Fakat tankerleri oluşturan ham petrol taşıyıcıları, 2008 yılı boyunca talep edilen petrol sebebiyle tanker fiyatları, petrol fiyatlarıyla paralel oranda artış göstererek 2008 yılında tanker piyasası diğer gemi tiplerine göre daha karlı kalmıştır. 2009 yılında ise azalan petrol talebiyle tanker navlunlarında düşüşler yaşanmıştır. Ayrıca Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün aldığı karar ile 1 Ocak 2020 itibariyle %0.5’in üzerinde sülfür oksit içeren gemi yakıtları kullanılmayacak dolayısıyla da bu durumun ihracatçıların navlun maliyetlerini %20 civarında arttırması beklenmektedir. Havayolu taşımacılığında da araçların yakıt ihtiyaçları çok fazladır. Petrol fiyatlarındaki artış ve döviz kurundaki yaşanan değişimler maliyetleri ciddi oranda arttırmakta ve yurt içinde taşınan kargo miktarını negatif yönde etkilemektedir Dövizdeki hızlı artışla bilet fiyatları, havalimanı ücretleri, uçak maliyetleri artarak şirketleri olumsuz etkilemektedir.
Bu sorunlara çözüm önerisi olarak The European 3PL Market 2008 raporunda Avrupa’da bu gibi sorunlar yaşayan lojistik sektörü, yaşadıkları ekonomik krize karşı kar sağlamayan müşterilerle çalışmalarını bırakmak, tedarikçilerle pazarlama yapmak, hizmet portföyünü geliştirmek, ortak iş yapılacak müşterilerde seçici davranmak, operasyonlarda maliyetleri düşürmek gibi tedbirler alarak sorunlardan en az şekilde etkilenmeyi böylece sektörde daha uzun soluklu kalmayı hedeflemektedirler.
Esin ARSLANCA