Karayolu Taşımacılığının Geçmişi

Kategori: Logistical, Sayı 20 | 0

Karayolu taşımacılığı insanlık tarihinde kullanılan ilk taşıma türüdür. İnsanoğlu ilk olarak avcılık toplayıcılık döneminde avlarını taşımak için hayvanlardan yararlanmıştır. İlerleyen dönemlerde taşıma araçları modernize olmuş ve günümüzdeki halini alarak karayolunda taşıma için birçok farklı araç ortaya çıkmıştır. Karayolu taşımacılığı, diğer taşıma modlarını tamamlaması, kapıdan kapıya teslim imkanı sunması gibi avantajlardan dolayı her dönemde ilgi görmüştür ve günümüzde de ilgi görmektedir. 

Karayollarının tarihsel gelişimi tekerlekli araçların kullanılmaya başlanmasıyla epey artış göstermiştir. İlk yol sistemi M.Ö. 3000 yılında kullanılmış, ilk asfaltlı yol yapımı M.Ö. 625 yılında Babil’de görülmüştür. İlk büyük yol sisteminin yapılmasına ise M.Ö. 300 yılında ve sonrasında Roma İmparatorluğu tarafından özellikle ticari, askeri ve idari amaçlarla yapılan yollarda rastlanır. Roma İmparatorluğu fethettiği eyaletleri birbirine bağlayan yollar yapmıştır ve “Bütün yollar Roma’ya çıkar” deyimi buradan gelmektedir. 

Dünya üzerindeki diğer ulusların da kara üzerinden taşıma faaliyetleri gerçekleştirdiği görülür. Eski tarihsel devirlerde karayolundan yararlanılarak ticarete yön veren büyük yollar kullanılmıştır; Kral Yolu ve İpek Yolu’nu örnek olarak gösterebiliriz. Bu yollar, dönemlerinin ticari mal akışı için kritik olmasının yanında kültürel etkileşim için de önem arz etmekteydi. Kral Yolu, Efes’ten Persepolis’e hızlı bir ulaşım sağlayan antik ana yoldur. Kral Yolu’nda seyahat eden kuryeler yedi günde 2699 kilometre gidebiliyordu. Tarihin babası olarak bilinen Heredot, Tarih adlı eserinde bu kuryelerden şöyle bahsetmiştir: “Dünyada Pers kuryelerinden daha hızlı seyahat eden başka bir şey yoktur.” İpek Yolu ise Çin’den Roma İmparatorluğuna kadar uzanan ve Semerkant gibi şehrin oluşumuna önayak olan bir yoldur. İpek Yolu ismini ise yoğun bir şekilde ticaretine ev sahipliği yaptığı ipekten almaktadır. Bu yolda ipeğin yanında porselen, kâğıt, baharat gibi ürünler de taşınırdı. İpek Yolu, Batı dünyasını ipek ile buluşturan önemli bir yoldur ve günümüzde de bölgedeki ticareti hareketlendirmesi açısından Kuşak-Yol Projesi kapsamında İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ayağıyla karada 6 koridor üzerinden taşıma yapılmaktadır. 

Karayolu taşımacılığı 20. yüzyılda otomotiv sektöründeki gelişmelere paralel olarak öne çıkmıştır ve daha modern bir hâl almıştır. İkinci Dünya savaşı sonrası çoğu ülke karayollarına ağırlık vermiş, karayolu ağları artış trendine devam etmiştir ve karayolu taşımacılığı diğer taşıma modlarıyla rekabet edebilir bir hale gelmiştir. Mal zengini Batılı ülkeler ve petrol rezervleri bakımından zengin olan Doğu ülkeleri arasındaki ticari akışın artmasıyla karayolu kullanımı giderek artmıştır.1950’li yıllara gelindiğinde o döneme kadar pek var olmayan modern anlayışa uygun biçimde bir karayolu altyapısı oluşturulması gerektiği görülmüştür ve bununla ilgili gerekli adımlar atılmıştır. Ülkemizde 1950 yılında karayolu yük taşımacılığının taşımacılık içindeki payı ise %17’dir. 1950 ve 1970 yılları arasında karayolu yapımı epey rağbet görmüştür. 1970’li yıllardan sonra enerji krizinin aşılmasıyla 1980’li yıllarda da karayolu taşımacılığı artış trendine devam etmiş ve 2000’li yıllarda çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde istatistiki olarak ön sıralarda yer almıştır. 

Karayolu taşımacılığı günümüzde de artışa devam etmektedir. Ülkemiz ve diğer birçok ülkede gerek yük, gerek yolcu taşımacılığında olsun en çok paya sahip taşıma şeklidir. Dünyada yol ağı uzunluğu bakımından en önde olan ülke Amerika Birleşik Devletleridir. Amerika Birleşik Devletleri’nin devamında ise ilk sıraları Hindistan, Brezilya, Kanada, Çin, Japonya, almaktadır. Karayolu kalitesi bakımından Avrupa’daki en iyi yollar Hollanda ve İsviçre’de bulunmaktadır. Bu sırayı ise Avusturya ve Portekiz takip etmektedir. Avrupa’da karayolu taşımacılığı 2020 yılından 2021’e kadar %6.5 artış göstermiştir. 2021 yılında Avrupa’da karayolu üzerinden en çok taşıma yapılan ülke Almanya oldu. Almanya’yı ise sırasıyla Fransa, İspanya, Polonya ve İtalya takip etti. 

Dünya genelinde ise karayolu ile yük taşımacılığı en çok sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, Polonya, Almanya, Türkiye ve Kanada’da yapıldı. Ülkemizde 2005-2020 yılları arasında karayolu yük taşımacılığında %63.6 oranında bir artış görülmüştür. 2020 yılı verilerinde yurt içi yük taşımacılığında %88.3’lük pay ile karayolu yine hakim konumdadır. 2019 yılında ise yolcu taşımacılığında %90.1’lik oranla yine karayolu öndedir. Bu veriler de gösteriyor ki karayolu taşıma için vazgeçilmez bir moddur. 

Ulaştırma için geçmişten günümüze ülkemizde karayolu için bazı politikalar izlenmiştir. İlk olarak Selçuklular döneminde bu politikalara rastlamaktayız. Selçuklular, Anadolu’nun transit geçiş özelliğini dikkate alarak bazı politikalar geliştirmişlerdir. Yaklaşık 30 kilometrede bir kervansaraylar yaptırmışlardır. Döneme ait kervansaraylar doğu-batı, kuzey-güney doğrultusunda görülmektedir. Osmanlı döneminde ise İstanbul’un fethine kadar Selçuklu yolları büyük ölçüde kullanılmıştır. Zamanla siyasal merkezlerin değişmesi ve fetihlerin artmasıyla Osmanlı Devleti de yeni yollara ihtiyaç duymuş ve yol ağlarını değiştirmiştir. İstanbul’un başkent olmasıyla İstanbul merkezli bir yol politikası izlenmiştir. Osmanlı’da zaman içinde olan savaşlar, siyasal ve ekonomik problemler bazı yolların önemini yitirmesine, kullanılmaz hale gelmesine sebebiyet vermiştir ve karayollarında gerileme yaşanmıştır. Ülkemizde cumhuriyetin ilanından sonra 18.350 km yol ve 94 köprü vardı. 1923-1938 arası dönemde savaştan kaynaklı ekonomik sıkıntı ve motorlu taşıt sayısının yetersizliği gibi problemlerden dolayı demiryolu ağırlıklı bir ulaşım politikası izlenmiş, karayolu tamamlayıcı bir unsur olarak görülmüştür. 1938 yılında ülkemizde toplam 40.235 km’lik bir karayolu ağı mevcuttu. 1945 yılına gelindiğinde ise savaşın getirdiği kriz nedeniyle sadece 3276 kilometrelik bir artış görülmüştür. 1950 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıyla daha sistematik bir düzen inşa edilmiştir ve yine bu dönemde Marshall yardımlarının da etkisiyle karayolu ağımız genişletilmiştir. Türkiye’de 1950’lerden sonra karayolu ağındaki artışla ülkemizdeki sanayi ile tarım ürünleri sistematik bir şekilde dağıtılmıştır ve bu durum ekonomik kalkınmaya önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Devletin 1950’de karayolu harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı %4.1 iken, 1960’ta %13.3’e çıkmıştır. 1960’lı yıllarda planlı dönemin başlaması ile artan ekonomik hareketliliğe bağlı olarak trafik sıkışıklığı oluşmuştur. Bu noktada İstanbul çevre yolu ve Boğaziçi Köprüsü yapılan ilk atılımlardır. 1980-2000 yılları arasında ise otoyol yapımı ve standartları arttırma ağırlıklı bir yol izlenmiştir. 2022 yılı itibariyle ise karayolu ağ uzunluğumuz 68700 kilometredir. 

Karayolu yük taşımacılığı yapan taşıt sayısı özelinde ülkemiz Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır. Ardından Almanya ve Avusturya gelmektedir. Kullanılan taşıt bazında baktığımızdaysa ülkemizde 2005 yılında kamyonların payı %76 iken, 2020 yılında bu payın epey azalarak %30’a gerilediğini; römork-çekici, yarı römorkların 2005 yılında payı %24 iken, 2020 yılında %70’lere çıkmıştır. Bu verilerle dayanarak daha fazla yük taşıma kapasitesine sahip araçlara doğru bir yönelim olduğunu görmekteyiz. Karayolu taşımacılığı ülkemiz dış ticaretinde değer bazında 2. sıradadır ve 2011 yılında en çok payı almıştır. Karayolu taşımacılığı uluslararası taşımalarda ise ihracatta ithalata oranla daha fazla paya sahiptir. İthalatta ve ihracatta karayolu üzerinden en fazla taşıma yapılan ülke ise Almanya’dır.

Karayolu yük taşımacılığında gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte pek çok yasal düzenleme mevcuttur. Ülkemizde 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu çerçevesinde taşımalar yapılmaktadır. Uluslararası ölçekte baktığımızdaysa yolcu taşımacılığı için ülkemizin de taraf olduğu “Interbus” adlı anlaşma mevcuttur. Bir diğer anlaşma ise 15 Ocak 1959 tarihinde Cenevre’de IRU’nun gayretleri ile yapılan TIR sözleşmesidir.

Yağmur ALTUNBAŞ