Lojistik sektörü, küresel ekonominin önemli bir bileşenidir ve hem Türkiye’de hem de dünyada birçok zorluk ve fırsatla karşı karşıyadır. Bu yazıda, özellikle karayolu lojistik sektörünü etkileyen başlıca eğilimler ve sorunlar da dahil olmak üzere, Türkiye’deki ve dünyadaki lojistik sektörünün mevcut durumunu inceleyeceğiz.
Günümüzde karayolu lojistiği, dünya genelinde ürünlerin taşınmasında kritik bir rol oynamakta ve işletmelerin ürünlerini bir konumdan diğerine verimli bir şekilde taşımasını sağlamaktadır. Karayolu lojistiği, geçtiğimiz birkaç yılda yeni teknolojilerin ortaya çıkması; değişen düzenlemeler ve değişen tüketici talepleri dahil olmak üzere önemli değişiklikler geçirmiştir.
Küresel olarak karayolu, lojistik sektöründe son birkaç yılda hızlı bir büyüme yaşadı. Allied Market Research tarafından hazırlanan bir rapora göre, küresel karayolu taşımacılığı pazarının değeri 2019’da 4.8 trilyon ABD dolarıydı ve 2020’den 2027’ye kadar %4.5’lik bir YBBO ile büyüyerek 2027’de 5.5 trilyon ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu büyümeyi tetikleyen gelişmeleri, hızlı ve güvenilir ulaşım hizmetlerine olan talebin artması, e-ticaretin yükselişi ve uluslararası ticaretin büyümesi gibi sıralayabiliriz.
Küresel karayolu lojistiği sektöründeki en önemli trendlerden biri, dijital teknolojilerin giderek daha fazla benimsenmesidir. GPS ve gerçek zamanlı takip sistemleri gibi teknolojilerin kullanımı, lojistik şirketlerinin operasyonlarını optimize etmelerine, maliyetleri düşürmelerine ve verimliliği artırmalarına olanak sağlamıştır. Ayrıca, büyük veri analitiği ve yapay zekânın kullanılması; lojistik şirketlerinin talebi daha iyi tahmin etmesini, yönlendirmeyi optimize etmesini ve israfı azaltmasını sağlamaktadır. Türk karayolu lojistiği sektöründeki önemli trendlerden bir diğeri de ürünleri bir yerden başka bir yere taşımak için birden fazla taşıma modunun kullanılmasını içeren intermodal taşımacılığın artan kullanımıdır. Bu yaklaşım, lojistik şirketlerinin operasyonlarını optimize etmelerini ve maliyetleri düşürmelerini sağlarken aynı zamanda çevresel etkilerini de azaltmaktadır.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra düzenlemeler açısından, küresel karayolu lojistiği sektörü de yeni zorluklarla karşı karşıya diyebiliriz. Avrupa’yı 2050 yılına kadar ilk iklim-nötr kıta haline getirmeyi amaçlayan AB’nin Yeşil Anlaşması gibi yeni çevresel düzenlemelerin uygulanması, lojistik şirketlerinin karbon ayak izlerini azaltmalarını ve daha sürdürülebilir uygulamaları benimsemelerini gerektiriyor.
Dünyada yaşanan gelişmelerin haricinde ülkemize dönecek olursak Türkiye’de karayolu lojistiğinde son yıllarda önemli bir büyüme yaşamıştır. Uluslararası Taşımacılık Forumu’nun bir raporuna göre, Türkiye’nin yük taşımacılığı sektörü, ülkenin ekonomik büyümesi ve Avrupa ile Asya arasında bir köprü olarak stratejik konumu sayesinde geride bıraktığımız yıllar içinde yıllık ortalama %4.4 büyüme gösterdi.
Genel faktörlere ek olarak, Türkiye’deki lojistik sektörü de daha büyük küresel eğilimler ve zorluklarla şekillenmektedir. Örneğin, tedarik zinciri kesintileri ve artan eve teslim talebi gibi durumlar e-ticaret faaliyetlerinde artışa yol açtığından, COVID-19 pandemisinin de etkisiyle lojistik sektörü üzerinde derin bir etkisi oldu. Bu durum, bu değişimlere uyum sağlayabilen lojistik şirketleri için yeni fırsatlar yaratırken, uyum sağlayamayanlar için de yeni zorluklar yaratmıştır. Tüm bu yeni gelişmelerin yanı sıra, Türkiye’deki lojistik sektörü insan gücü eksikliği gibi zorluklarla da karşı karşıyadır. Sektörde nitelikli işçi sıkıntısının yaşanması ve bu duruma bağlı olarak maliyetlerin artması, verimliliğin düşmesine neden olmaktadır. Bu zorluklara rağmen Türk hükümeti, sektörün büyümeye ve gelişmeye devam etmesine yardımcı olması beklenen altyapı ve eğitime yatırım yaparak bu sorunları çözmek için çalışmaktadır.
Her ne kadar adımlar atılsa da Türk karayolu lojistiği de bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Ana zorluklardan biri, ülkenin trafik sıkışıklığına, gecikmelere ve daha yüksek ulaşım maliyetlerine yol açan yaşlanan ulaşım altyapısıdır. Ayrıca sektör, ulaşım altyapısına büyük yatırımlar yapan Romanya ve Bulgaristan gibi bölgedeki diğer ülkelerle de artan rekabetle karşı karşıyadır.
Sonuç olarak, karayolu lojistiği, dünya çapında ürünlerin verimli bir şekilde hareket etmesini sağlayan küresel ekonominin önemli bir parçasıdır. Sektör, önemli bir büyüme yaşarken daha sürdürülebilir uygulamaları benimseme ihtiyacı ve diğer ülkelerden artan rekabet de dahil olmak üzere yeni zorluklarla karşı karşıyadır. Türkiye’de de sektör büyüme yaşıyor ancak ülkenin bölgede rekabetçi kalabilmesi için ulaşım altyapısına ve lojistik sektörüne yatırım yapmaya devam etmesi gerekiyor.