Dünyayı taşıyanlar medeniyetlerin beşiği İstanbul’umuzda buluştular. 15-16 Mayıs 2008 tarihlerinde dünyada uluslararası karayolu taşımacılığının kalbi Lütfü Kırdar Kongre Sarayında attı.
Kıtaları birbirine bağlayan konumuyla Türkiye her zaman küresel ticaret yollarını ve turizm güzergahlarını barındıran bir ülke olmuştur. 700 yıl önce Doğu ile Batıyı buluşturan tarihi İpek Yolu ‘nun en önemli dallarından biri bu sebeple Türkiye üzerinde vücut bulmuştur. İpek Yolu sadece Avrupa ve Asya’nın uzak noktalarını buluşturmakla kalmamış Asya’nın denizden uzak bölgelerindeki ülkeleri de birbirine ve dünya pazarlarına başarıyla bağlamıştır.
Tam da tarihi pek Yolu’nun yeniden doğuşu üzerine düşünenlerin, projeler geliştirenlerin ve yazılar yazanların çoğalmaya başladığı bir zamanda, dünyanın 73 ülkesinden 2000’e yakın siyaset adamı , iş adamı, uluslararası karayolu taşımacılığı ve lojistik firmalarının üst düzey yöneticileri ile akademi dünyasından bilim adamları İstanbul da buluştular. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) 31. Dünya Kongresi 15-16 Mayıs 2008 tarihlerinde Lütfü Kırdar Kongre Sarayında TOBB, TOFED VE UND’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Başka bir deyişle; dünyayı taşıyanlar bu defa medeniyetlerin beşiği İstanbul da buluştular.
IRU Kongresi’nin ana teması “Karayolu Taşımacılığı Barışı ve Kalkınmayı Taşıyor” idi. Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın himayelerinde gerçekleştirilen Kongre’ye eski Sovyetler Birliğinin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov Onur Konuğu olarak katıldı. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül de Kongre’nin Açılış Töreni’ni onurlandırdılar. Öte yandan 30’un üzerinde ülkeden gelen pek çok Ulaştırma Bakanı Sayın Yıldırım’ın konuğu olarak Kongre’ye işti ak ettiler ve İpe k Yolu’nun Yeniden Açılışı ” temalı paralel bir hükümetler arası Bakanlar Konferansına katıldılar. Kısaca iki gün boyunca dünyada uluslararası karayolu taşımacılığının kalbi Türkiye’de ve İstanbul’umuzda attı.
İpek Yolu yeniden açılıyor!
Soğuk Savaşın sona ermesinden sonra dünya ekonomisi daha da hızla küreselleşiyor ve her yerde rekabet artıyor. İnsanların , eşyaların ve sermayenin serbest dolaşımı sayesinde artık hepimiz en doğru yerde, en iyi ürünü, en iyi sosyoekonomik ve mali koşullarda üretmeye ve sunmaya zorlanıyoruz .
Bu gelişmeyle iç içe olarak dünya ticaret hacmi baş döndürücü bir hızla artıyor. 1950 ve 2004 yılları arasında dünya ticareti 375 milyar $’dan 8 trilyon 200 milyar $’a yani tam 22 kat veya başka bir hesapla her sene ortalama% 5.9 oranında artmış! Özellikle son 10 yıl içerisinde Çin neredeyse dünyanın fabrikası haline geldi. Büyük dünya pazarlarında satılan perakende malların yaklaşık % 75’i Çin malı! Bu muazzam üretim ve ticaret hareketi ister istemez beraberinde taşımacılık ve lojistik hizmetlerine bir talep patlaması yaratmış bulunuyor. Son tahlilde bugün dünya ticaretinin yaklaşık % 80’i bir avuç konteyner limanı üzerinden pazarlara ulaşmak zorunda. Sonuç ise Şangay, Hong Kong , Singapur gibi belli başlı limanların etrafında yoğunlaşan ekonomik faaliyetler, yatırımlar ve liman sahasında giderek uzayan konteyner bekleme süreleri. Daha da vahimi, Orta Asya ve Batı Çin’de ekonomik çölleşme, işsizlik ve daha az gelişmişlik!
İşte tam da bu sebeplerle IRU son 15 yıldır İpek Yolu ‘nun yeniden açılması için çalışıyor. Karayolu taşımacılığını kullanarak ancak malları mevcut güzergahlarının tersi istikametine taşır isek pek çok sorunda iyileşme yaşanacağını savunuyoruz.
Örneğin Batı Çin’den 4000 km’den uzun bir yolu Şangay’a doğru değil de Batı’ya doğru taşırsanız; aynı malı Kuzey Denizi ‘ne veya Karadeniz’e veya Akdeniz’e ulaştırabiliyorsunuz! Şimdi sıkı durun … Örneğin Mersin ile New York arasındaki denizyolu mesafesi Şangay ile Los Angeles arasındaki mesafeden daha kısa! Üstüne üstlük bu malları Mersin üzerinden yollarsanız Amerika’nın batısından nüfusun % 60 ının yaşadığı doğu kıyılarına yeniden taşıma yapmanıza da gerek yok …
Peki bu ne anlama geliyor? Bu, dünyanın fabrikası haline gelen Çin’de daha dengeli bir kalkınma , Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin daha ucuza ihracat ve ithalat yapabilmesi , Rusya ve Türkiye’dekiler başta olmak üzere yeni bazı büyük konteyner limanlarının doğması suretiyle Uzakdoğu limanlarındaki uzayan konteyner bekleme sürelerinin kısalması anlamına geliyor … Lafın özü bu, İpek Yolu’nun modern kamyon ve küresel planlanmış yeni lojistik zincirlere açılması anlamına geliyor! Şimdi çalışmak zamanı. ..
Dünya değişiyor, bizler de değişmeliyiz!
Küreselleşmenin trend ve sonuçlarını vaktinde analiz etmek ülkelere birbirleri arasında göreceli rekabet avantajları ve faydalar sunuyor. İpek Yolu’nun yeniden açılışı da bunun en güzel örneği.
Orta Asya ve Çin’den gelen bir karayolu köprüsünü Türkiye’nin limanlarına kadar ulaştırmak hem Türkiye’ye hem de güzergah üzerindeki diğer ülkelere önemli fırsatlar sunabilir. Ancak bunu başarmak için ilgili ülkelerde kamu ve özel sektörün bu gelişmeleri aynı şekilde idrak etmeleri ve sonuç olarak karayolu temelli entegre bir lojistik zincirini birlikte hayata geçirmeye azmetmeleri gerekiyor.
Taşımacılığı kolaylaştıran 56 Birleşmiş Milletler sözleşmesinden Romanya’nın 36, Rusya’nın 31 , Türkiye’nin 20, İran’ın 9 ve Türkmenistan’ın 6 tanesine taraf olduğunu düşünürsek , bu konuda sadece Türkiye’nin değil onun doğusundaki güzergah ülkelerinin yapmaları gereken çok şey olduğu net olarak görülebiliyor.
Öyleyse zaman İpek Yolu’nun yeniden açılışını siyasi öncelikler listesine dahil edip sadece Türkiye’de değil doğusundaki komşularıyla elbirliği içerisinde alışmak zamanı.
İpek Yolu biz fark etsek de fark etmesek de açılıyor ancak birlikte çalışırsak Modern İpek Yolu, Türkiye’yi tarihten gelen hak ettiği konumuna yeniden kavuşturabilir.
Daha zengin bir Türkiye, daha gelişmiş bir Orta Asya ve etrafımızda daha çok barış için kalkınmaya, bunu başarmak için karayolu taşımacılığını Asya’da geliştirmeye ve Akdeniz’de yeni konteyner limanları ve lojistik merkezleri yaratmaya ihtiyaç var. IRU bu yolculukta yer alan herkesin yanında ve yardımcısı olmayı hazır bekliyor.
IRU Dünya Kongresi
15-16 Mayıs 2008 tarihlerinde İstanbul da gerçekleşti ilen IRU 31 . Dünya Kongresi ve Ulaştırma Bakanları Konferansı’nın tüm bu meseleleri daha iyi idrak etmek için siyasetçisinden işadamına, akademisyeninden medya mensuplarına kadar hepinize, hepimize yardımcı olduğunu ümit ediyorum.
Nitekim Ulaştırma Bakanları tarafından kabul edilen Bakanlar Deklarasyonu ile IRU üyeleri tarafından kabul edilen İstanbul Deklarasyonu, dünyada ve özellikle Avrasya’da karayolu taşımacılığının küreselleşmenin tüm ülkelere adil ve etkin bir şekilde faydalar sunmasını sağlamak ve sürdürülebilir kalkınma için ne kadar önemli olduğunun altını çizerek hem özel sektörü hem de hükümetleri karayolu taşımacılığını teşvik etmeye ve daha da kolaylaştırmaya çağırdı.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Ekonomi ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP) ile IRU, 2009 yılında Tokyo ve Bangkok’tan İstanbul a Asya Otoyolları TIR Kervanı düzenleyeceklerini açıkladılar.
Bu proje ile UNESCAP ve IRU 32 ülkeyi birbirine bağlayan 141 .000 km uzunluğundaki Asya Otoyollarının mevcut fiziki durumunu inceleyecek ve sınır geçişlerinin hızlandırılıp uluslararası eşya taşıması yapan araçların tabi tutulduğu kontrol ve uygulamaların basitleştirilmesi için bilimsel veriler toplayacak.
Anlaşılan o ki, IRU Dünya Kongresi, sadece muhteşem bir organizasyon olarak tarihteki yerini almakla yetinmeyecek ve Sayın Cumhurbaşkanının verdiği hedefe uygun olarak, modern İpek Yolu ‘nun önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeniden doğması için pek çok yeni proje ve çalışmaları tetikleyecektir. Daha iyi bir gelecek için yolunuz hep açık olsun!