Türkiye adına büyük projelere imza atmış, Türkiye Eğlence Sektörü Derneği (TESDER)’in kurucusu ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı Fırat Kasapoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiden önce dilerseniz biraz kendisini tanıyalım:
Türkiye’de eğlence sektöründe batılı anlamda ilk prodüksiyon ve proje yönetimi mesleğini seçen Fırat Kasapoğlu; yapımcı, prodüksiyon direktörü, danışmanlık pozisyonlarında 27 yılı aşkın tecrübesiyle eğlence sektörünün önde gelen isimlerindendir. Dünya çapında 100.000 kişi üzerinde etkinliklerde A’dan Z’ye yapılandırma ve uygulama konusunda sayılı uzmanlardan biri olan Fırat Kasapoğlu; bale, tiyatro, opera, jazz, rock, pop müzik eventleri, televizyon ve film prodüksiyonları ve klasik müzik konserleri gibi çok çeşitli performans ve prodüksiyonları yönetmiştir. 1984-1996 yılları boyunca İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na hizmet veren Fırat Kasapoğlu, hizmetinin 9 senesinde Uluslararası İstanbul Festivali’nin Prodüksiyon Direktörlüğünü üstlenmiştir.
Türkiye’nin ilk stadyum konserinden ( Bryan Adams – 1992 ), ilk stadyum turnesine (Tarkan Doritos Panço – 1995 ), Türkiye’nin en başarılı müzik festivaline ( Rock’n Coke 2003-2004-2005-2006 yaratım, yapılandırma ve yapımcı) kadar sayısız etkinliğe imzasını atmıştır. Uluslararası platform da ise 1991 yılından bu yana bir çok etkinliğin yaratımında ve yönetiminde bulunan Fırat Kasapoğlu, son yüzyılın en büyük iki dev müzik festivali Woodstock ’94 ve Woodstock ’99, The Fugees Avrupa Turnesi 2005, Lauryn Hill Avrupa Turnesi 2007 gibi önemli organizasyonları yönetmiştir. 2004 yılında 49.su İstanbul’da gerçekleşen ve halen Avrupa’da “en beğenilen”, “en iyi prodüksiyon ve organizasyon” unvanlarını koruyan Eurovision Şarkı Yarışması’nın prodüksiyon yapımcılığı Fırat Kasapoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de 2004 yılında kurduğu THEPARTNERS’da; eğlence yatırım danışmanlığı, büyük çaplı proje geliştirme ve yönetimi alanlarında sektörün en önemli projelerine imza atmaktadır. THEPARTNERS kuruluşu ile birlikte Türkiye, ilk kez “Family Entertainment” ( aile eğlencesi ) ve “Edutainment” ( education – entertainment ) (eğlence ile eğitim ) konseptleriyle tanışmıştır. THEPARTNERS, bu yeni kavramlar konusunda, kalıcı yatırım projelerine yaptığ ı danışmanlıkların yanı sıra, Türkiye’deki ilk örnek projeleri olan ve yüzbinlerin ziyaret ettiği Leonardo Da Vinci ” Evrensel Deha” 2006, Einstein 2007, “Beyin: gizemli yolculuk” 2008 , 5. Dünya Su Forumu’nun resmi yan etkinliği olarak ilan edilen “Su” 2009, “Barbie ve Lego ile 50 yıl ” 2009 ve “Robot Zoo” 2010 sergilerini başarıyla gerçekleştirmiştir. THEPARTNERS’ın son projesi Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası – Yaşam Döngüsü Sergisi 27 Mart 2011’e kadar devam edecektir.
THEPARTNERS, sergi projelerinin yanı sıra 2006 yılında Garanti bankası 60 yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirmiş olduğu ” Garanti Işığı” projesi ( Genel Merkez binası ve 6 şehirde 7 tarihi şube binası ışıklandırması ) gibi ışıklandırma projeler, Kanyon AVM açılışından Çırak TV programına kadar pek çok başarılı projeyi gerçekleştirmiştir. Fırat Kasapoğlu, Eğlence sektöründe yatırım danışmalığı vermektedir; Türkiye’nin ilk kentsel eğlence merkezi olan ORA projesinin 2003 yılından beri eğlence ve genel konsept danışmanlığını yapmaktadır. Proje; bir gösteri merkezi ( 5500 oturmalı, 7000 ayakta), 2 otel (4020 odalı), 3 – 13 yaş grubuna özel bir temalı park, sinema ve eğlence kompleksi ile outlet merkezinden oluşmaktadır. 2012 başında hizmete girmesi planlanan, toplam 274.000.000 euroluk bir yatırımdır. Eğlence sektöründe birçok ilke imza atmış olan Kasapoğlu, yıllar içerisinde sektörün geldiği noktadaki eksikliklerinin giderilmesi, bir yatırım sektörü haline gelmesi, sahipsiz olan sektörün bir çatı altında birleştirilmesi ve dünya standartlarına ulaştırılması amacıyla 2007 yılı sonunda TESDER (Türkiye Eğlence Sektörü Derneği)’i kurmuş ve başkanlığını üstlenmiştir.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümünde Etkinlik ve Tiyatro Prodüksiyon dersi veren Kasapoğlu, ayrıca İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi ve 12. Kültür Sanat Spor Komitesi Başkanı’dır. Ayrıca, Fırat Kasapoğlu TÜGİK’ in İstanbul bacağı olan İSGİD (İstanbul Genç İşadamları) Derneğinin de kurucu üyesidir. Boğaziçi Üniversitesi ‘nde Electronics Technics , University of New Orleans’da Communications and Production eğitimleri alan Kasapoğlu , bugün etkinlik yönetimi ve prodüksiyon alanlarında yurtiçi ve yurtdışında seminerler ve eğitimler vermekte, Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi üzerine de 5 senedir eğitmenlik yapmaktadır.
Şimdi biraz Woodstock’tan bahsedelim isterseniz. Efsanenin 25. ve 30. yıllarını tekrardan kurgulayan ekibe nasıl dahil oldunuz?
28 Temmuz 1992 tarihinde İstanbul’da Türkiye’nin ilk stadyum konserini gerçekleştirdik. O zamanlar İKSV bünyesindeydim. Brian Adams’ın sahne aldığı bu organizasyonda Woodstock’ın efsanevi prodüktörü Michael Lang ile tanıştım. 1993 yılında İstanbul ve İzmir’den oluşan iki ayaklı Sting ve Scorpions konserlerinin prodüksiyonunu birlikte yaptık. Bu birlikteliğin ardından 1994 yılında Woodstock’ı 25 yıl aradan sonra tekrar düzenleme kararı alan Michael, benim de ekipte olmamı istedi ve 94 ile 99 yıllarında Woodstock 2 ve 3’ün prodüksiyon ekibinde yer almış oldum.
Dünyaca ünlü müzik gruplarını bir araya getirdiniz. Bu festivalin lojistik kısmından biraz bahseder misiniz?
Biz işin planlama kısmını yapıyoruz. Etkinlik öncesinde lojistik firmalarına yapacağımız işi sunup detaylı bir fiyat araştırmasına gidiyoruz. Festivalin büyüklüğüne göre catering, temizlik, sağlık ve ulaştırma hizmetlerinin tamamlanmasının yanında sahne, ses ve ışıklandırma sisteminin taşınması ve kurulumu gibi bir işimiz daha var. Bu iş oldukça teferruatlı ve büyük bir iş. Örnek olarak Woodstock’ı ele alırsak 350.000-400.000 arası katılımcının olduğu bir festivalden bahsediyoruz. Bu katılımcıların sadece yiyecek, içecek ve temizlik ihtiyaçları için bile oldukça fazla gereksinimiz oluyor. 5000-6000 arası taşınabilir tuvalet, ulaşım için 2000- 2500 arası otobüs, sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için gerekli malzemeler vb. Tüm bunlar işin lojistik ayağının bir kısmı. Sonra 99 yılındaki Woodstock’ın ardından malum Gölcük depremi oldu. Festival sonrasında kalan yaklaşık 6 tır dolusu sağlık malzemesini Türkiye’ye yollamak için de bir uğraş verdim. Uçağımız yoktu. Türk elçiliğinde dönemin askeri ateşesiyle görüştüm ve özel durumlar için ABD hükümetine ayrılan bir uçakla bu malzemeleri deprem bölgesine ulaştırdık. Tüm bunlar işin lojistik kısmı.
Woodstock gibi muazzam bir festivalin üstesinden geldikten sonra ülkemize dönelim. Rock’n Coke festivalinin ilk 4 senesinde de yine sizin imzanız var. Woodstock’taki tecrübelerinizle mi bu işi kurguladınız yoksa hazır olan bir projede prodüksiyon yetkisini mi size verdiler?
Yok. Rock’n Coke zaten Cocacola’nın bir projesiydi. Benim düzenleyip de sponsor aldığım gibi bir durum yok. Ben işin organizasyon ve proje yönetimi kısmındaydım. Woodstock’tan daha kolaydı tabii.
Bir de Eurovision var. Çok kısa sürede Abdi İpekçi’nin etkinliğe hazırlandığını biliyoruz. Tüm bu hazırlık evresinden biraz bahseder misiniz?
Aslına bakarsanız Eurovision’la benim bir alakam yoktu. Yarışmadan yaklaşık 8 ay önce Mydonose’da bir arkadaşımla ayaküstü konuşmuştuk. Şubat ayı gibi de yapılması gereken düzeltmeleri söylemiştim. Hazırlık süreci oldukça ağır işliyordu. Bu sebeple mart ayının sonunda Avrupa Yayın Birliği ile TRT bir toplantı düzenledi. TRT benim de katılmamı istedi. Ben de gittim. Avrupa Yayın Birliği, etkinliğin yetiştirilemeyeceğini ve yarışmayı İsveç’e taşımak istediklerini söyledi. Ben de TRT’nin ataması şartıyla bu işi yapabileceğimi teklif ettim. Sonuç itibariyle atanmam oldu ve 11 Nisan günü kolları sıvadık. 20 günlük bir çalışmanın ardından 2 Mayıs’a salonu hazır hale getirdik. Her şey çok güzeldi ve neticesinde de ertesi sene tüm Eurovision tarihinin en iyi etkinliği seçildi.
Body Wolds sergisinde Türkiye’nin en önemli isimlerini ağırladınız. Oldukça ses getiren bu sergiyi İstanbul’a taşımak nasıldı?
Body Wolds dünyada bir ilk. Tamamı ile gerçek insan kadavralarından oluşuyor. Vücudunuzu tanımanızı sağlayan bir sergi. İnsanın döllenmesinden ölümüne kadar geçen tüm süreci gözler önüne seriyor. Kısacası oldukça önemli. Birçok müslüman ülkede hoş karşılanmadığı için buraya getirmeden önce olumsuz sesler yükseldi tabii, ama sergi sonrası hem devlet kadrosundan, hem sanat camiasından, hem de halktan gelen tepkiler yapılan işin ne kadar doğru ve haklı olduğunu gösterdi.
En son Türkmenistan’ın bağımsızlığının 20. yılı için bir organizasyonu üstlendiniz. Türkmenistan için oldukça önemli olan bu güne nasıl hazırlandınız?
Biz işin planlamasını ve proje yönetimini tamamladık. Ardından hummalı bir çalışma başladı. 86 tır ve 6 uçak kargodan oluşan bir filo kurduk. Tüm malzemeler taşındı ve muazzam bir sahne kuruldu. Işıklandırma ve ses sisteminin kurulumunun ardından alan kutlamaya hazırdı ve coşkulu bir kutlama oldu.
Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim.
Rica ederim. Genç lojistikçilere yardımcı olabildiysem ne mutlu bana.
Serhat İleri