Dolar&Euro

Kategori: Logistical, Sayı 1 | 0

Bir ülkenin dünyadaki en önemli değerleri arasında bayrağı ve parası ön sırlarda gelmektedir. Bu değerleri korumak, ülke insanlarının milli görevlen arasındadır fakat günümüzde dünyamız globalleşme sürecine girdiğinden dolayı bu milli değerleri korumak güçleşmiştir. Bu güçlüğü gören ülkelin vizyon sahibi liderleri formüller aramış ve sonunda bazı birleşmeler yapma gereğini ortaya koyarak birlikte hareket etme yoluna gitmişlerdir.
işte bu süreçte muhtelif birlikler ve pazarlar ortaya çıkmış olup, günümüzde bunlardan en önemlisi Avrupa Birliği’dir.
Tek bayrak ve tek para birimi üzerine çalışmalar yapan AB, muhtelif üye ülkelerle değişik zaman süreçlerinde üye olan ve üyelik sürecine aday olanlara “euro” isimli bir ortak para birimini benimsemiştir. Bu para biriminin dünyadaki en büyük rakibi dolar’dır. Euro’nun önce üye ülkelerde kullanıldığını gören diğer üye olmayan ülkeler ticaret hacimlerinde gittikçe dolar’ın yerine euro’nun kullanılmasına destek vermektedirler.
“Değişmeyen tek şey değişimdir” prensibinden yola çıkarak dünyadaki değişim süreci içerisinde bazı gerçeklere kulaklarımızı tıkayarak veya gözlerimizi bağlayarak birçok ekonomik gelişmelere ilgisiz kalmayıp yeni düzene uyum sağlamak için globalleşme sürecine uyumlu yapısal reformları tamamlayabilirsek biz de Türkiye olarak bu ekonomik savaş içerisinde kendimizi koruyabiliriz.
Tabidir ki ülkeler kendi ekonomilerini korurken ve geliştirirken bazı siyasal gelişmelerin etkisinde kalmaktadırlar. Bu yüzden çok uzun vadeli politik ve ekonomik değerlendirmeler yanlışlıkla dolu olabilmektedir. Daha kısa ve orta vadeli çözüm arayışlarına gidilmekte ve günün şartlarına uygun çalışmalar yapılmaktadır
İletişimin hızla yayılması, internet ağının gelişmesi ile dünyamız artık çok küçülmüş gibi olmuş ve mesafeler sanki çok kısalmıştır. Bir yerde olan gelişmeler anında diğer ülkelere de yansımaktadır. Bu gelişmelere ayak uyduramayan özel ve tüzel kişiler çok zor durumlara düşmektedirler. Bunlara örnek olarak en son “GRUNDIG” firmasının iflası verilebilir. Bu firma elektronik alanda dünyanın en önemli Alman firmasıydı fakat en son teknolojik ve ekonomik gelişmeleri zamanında yapısal önlemler alarak uygulayamadığı için iflas etmek zorunda kalmıştır.

Bugün günümüzde devletler küçülerek büyüme modeline geçmişlerdir. Daha etkili, verimli, giderleri gelirleriyle orantılı, bütçelerine göre ayarlayan devletler, büyüme anlarını ve milli gelirlerini arttırma yoluna ancak bu şekilde gidebilmektedirler.

İşte yukarıdaki sebeplerin neticesi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni idare edenler AB’ye girip dünyadaki yerimizi daha da sağlam bir şekle getirmek ıçın yoğun çaba içerisindedirler.
Çünkü o zaman bugüne kadar dolar’ın baskısıyla ezilen ülkemiz euro’ya geçeceğinden, bazı olumlu beklentiler kendiliğinden gerçekleşecektir ; çünkü dış ticaret hacmimizde en çok payımız AB ülkeleriyledir. AB ülkelerindeki düşük enflasyon sonunda Türkiye’nin de yüksek enflasyon sürecinden kurtulmasını sağlayacaktır.

Zeynep Sinem ATALAN