Avrupa Birliği ve Lojistik Sektörümüz

Kategori: Logistical, Sayı 2 | 0

Atilla YıldıztekinAvrupa Birliği toplam iş kapasitesi düşünüldüğünde, coğrafi yakınlık nedeniyle en yüksek ticaret hacmimiz olan topluluktur. Deniz yolu bağlantılarımızın çok seçenekli ve yoğun olması, kara yolu ile, Ro-Ro ile hatta az da olsa demiryolu ile ulaşım, lojistik açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Türkiye’de Avrupalı kuruluşlarla ortak yatırımlarımızın olması, Türk taşımacılarına ve lojistikçilerine büyük bir avantaj sağlamaktadır. Ortak para biriminin kullanılması, gümrük ve KDV sorunlarının ortadan kalkması, taşımacılığı hızlandıracak ve gerek Türk ürünlerinin Avrupa’ya gerek AB ürünlerinin Türkiye’ye akmasını kolaylaştıracaktır.

Coğrafi olarak Türkiye’nin Avrupa Birliğinin en uç noktasında olması, Anadolu üzerinden Avrupa ürünlerinin Ortadoğu ve CIS ülkelerine sevkinde gereksinilecek bir duraklama noktası veya aktarma merkezi ihtiyacını karşılayacaktır. Bu olgu da ülkemizde büyük dağıtım merkezlerinin, intermodal transfer merkezlerinin oluşmasına olanak sağlayacaktır. AB dışındaki hammaddelerin kara yolu ile ülkemize girmesi, ürünlerin aynı yolla dışarı çıkması sınır bölgelerimizde gümrük operasyonlarını zorunlu hale getirecek ve gümrüklerde bir aktivite yaratılacaktır. Ülkemizin bir lojistik üs olmasının yapılanmasını hızlandıracaktır.
Avrupa Birliği içindeki taşımacılık ve lojistik şirketleri ülkemizdeki Türk şirketleri ile şirket evlilikleri, işbirlikleri yapacaklar. Yeni teknolojiler, know how kolay yoldan sağlanacaktır. Dilimizin, alışkanlıklarımızın ve pazarımızın farklı olmasından dolayı, ülkemize kendi adı ile gelmiş olan global kuruluşlar bile Türk uzmanlara, yöneticilere ve işçilere yeni iş olanakları yaratacaklardır. Yeni depo, araç yatırımları ekonomiyi canlandıracaktır.

Formalitelerde standardizasyona gidilmesi ile işlemler basitleşecek, tasıma hızlar artacak kaynak kullanım daha verimli bir hale gelecektir. Bu da maliyetleri düşürecek hatta ilk aşamada karlılıkları arttıracaktır. Ortak projelerle yatırım sıkıntısı çeken şirketlerimiz daha büyük ölçekli, Doğuya ve güneydoğuya açılabilen projelere hissedar uygulamacı olarak katılabilecektir. İletişim alt yapısının sağlanması le işlemlerde hızlanma yaratılacak ve bazı havayolu yüklerinin kara ve denizyoluna aktarılması mümkün olacaktır.

Bunlar olumlu taraflar. Olumsuz yönden bakınca da küçük ölçekli işletmelerin sertleşen rekabet karşısında devreden çıkması, tek başına araç çalıştıran kişilerin iş yapamamaları gibi riskler söz konusudur.

Avrupa normlarında taşımacılık yapma zorunluluğu karşısında eski araçlar, eski tip motorla tahrik edilen yenileştirilmiş araçlar devre dışı kalacaktır. Kullanılmayacaktır. Yeni araç satışları artacak ve maliyetlerde yükselme söz konusu olacaktır. Filoları güçlü yabancı nakliyeciler ülkemizde yerli araçlar gibi ıs almaya başlayacaklar ve verimli çalışmaları, büyük kapasiteli, dış bağlantıları nedeniyle pazar paylarını arttıracakladır.
Düşük kaliteli ucuz mazot kullanımı ile maliyetlerinde kendilerince ekonomi sağlayan ancak araçlarını harap eden küçük kullanıcılar, bu cins mazot kullanımının yasaklanması ile ucuzluk avantalılarını kullanamayacaklardır. Yollarda aşırı yüklemenin yasaklanması ve sıkı kontrol ile tasıma maliyetleri artacak ve karlılıklar azalacaktır. Bunun bu avantaj ve risklerine bağlı olmaksızın, Türkiye, Avrupa Birliği tam üyesi olma yolunda geri dönülmez noktadadır.

Önemli olan, bu birliktelik başladığı an sorun yaşamamak amacıyla uyum çalışmasını gerçekleştirmek olacaktır. Bu çerçevede en çok ticari işlem yaptığımız Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde bizleri rahatsız eden mevzuat farklılıkları mevcuttur ve bu farklılıkların birlikten alacağımız destek paralelinde bizler tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği içinde yapılan mevzuat çalışmaları ışın kontrolüne ve düzeninin sağlanmasına dönüktür. Onların şu anda bizim çıkarlarımız doğrultusunda değiştirilmesi söz konusu olamaz. Önce aynı mevzuata uyacak seviyeye gelip ondan sonra bunların geliştirilmesi için çalışılmalıdır.

Ulusal kara nakliyenin araç tipinden, yaşından, egzoz emisyonuna kadar mevcut durumu, korunması ve teşvikleri Avrupa Birliği statüsüne uymamaktadır. Uyum çalışmaları gerekmektedir. Deniz taşımacılığımızda ise, basta akaryakıt kullanımı olmak üzere boş konteynırların limanlar arası taşınmasına kadar çözülmesi gereken birçok mevzuat sorunu vardır. Bunlar da bizler tarafından yapılacak çalışmalarla düzeltilmelidir Bu çerçevede yeni çıkartılan karayolu taşımacılığı kanunu. Denizcilik bakanlığı kanunu, liman işletmelerinin özelleştirilmesi, özel limanlardan alınan nisbi bedel gibi uygulamaların değiştirilmesi yönünde çalışılmalıdır. Lojistik henüz bir sektör olarak görülmemekte ve tedarik zincirinin adımlarına verilen teşvikler bile yeni yeni devreye girmektedir. Devlet tarafından verilen destekle hizmetlerde verim arttırıcı, kapasite arttırıcı değil birleştirici, hizmet çeşidinin arttırılması konularındaki çabalar teşvik edilmelidir.
Birliğe tam üye olduğumuz noktada artık Avrupalı olacağız. Bu nedenle yönetim prensiplerine uygun olarak öncelikle mevcut durumumuzun belirlenmesi bugünün sorunlarının çözümlenmesi gerekir Uyum çalışmasını, sorunları çözülmüş bir alt yapı üzerine kurmamız gereklidir. Sorunların bir kısmı hükûmet programına girmiş ve ele alınacağı bilinmektedir. Girmeyen sorunlar için sektör derneklerinin ayrı ayrı ve birlikte gereken duyuruları yapmaları gerekmektedir.

Daha sonra atılacak adım taşımacılık ve lojistik konusunda Avrupalı rakiplerimizin ne durumda olduklarının belirlenmesidir. Bununla da yetinilmeyip ileride ne pozisyonda olacaklarına dair planların yapılmasıdır. Bu çalışma bize birliğe girme anındaki hedef yapımızı verecektir. Birliğin içinde olmak serbest rekabet kapılarının ardına kadar açılması demektir. Bu da gereken mücadelenin eşit şartlarla yapılabilmesi için nelere ihtiyacımız olacağını gösterir. Üçüncü adım ise hedeflere ulaşmak için uygulama ve uyum programının çalıştırılmasıdır. Sancılı ve zor olan budur ancak yaşanmak zorundadır.

Taşımacılık ve lojistik sektörü olarak yeniden yapılanma programı ile şu anki rakip konumundaki kuruluşların kaynaklarını birleştirerek, ölçeklerini büyütüp, birlikte çalışma alışkanlığı kazanılması ile üniversitelerden gelecek eğitim ve bilgi desteğinin sektörden gelecek ekonomik destekle birleştirilmesi sayesinde ve hizmet kalitesinin yükselmesi ile sorunlar çözümlenecektir. Yola çıktık, geri dönüşü olmayan bir yolda ilerlemek zorundayız. Zor olacağını biliyor kolaylık diliyoruz.

Atilla Yıldıztekin

Arkas Lojistik Genel Müdürü