Lojistik, hayatımızın her alanında aktif bir endüstridir. Örnek verecek olursak, yediğimiz yemeğin, içtiğimiz suyun, giydiğimiz ayakkabının, kullandığımız kalemin ve kağıdın hepsi, lojistik sayesinde elimize geçmektedir. Hayatımızı yaşamak adına tüm ihtiyaçlarımızın tedariğini sağlayan bir alandır. Durum böyle olunca lojistiğin önemi ve süreci göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Lojistik süreci içinde ürünlerin üretilmesi, ürünlerin tedariği, depolanması ve en sonunda da nakliye ve dağıtım işlemlerini içerir. Bu süreçlerin yönetilmesi için planlama, koordinasyon gibi becerilere sahip olmak gerekir. Lojistik alanında özellikle başarılı olmak ve bu süreci doğru yönetebilmek için Lojistiğin 7 doğrusu adı verilen yani (Doğru ürünü, doğru teknolojiyle, doğru koşulda, doğru yerde, doğru zamanda, doğru müşteriye, doğru firma ile ulaştırmak) bunlar lojistiğin 7 doğrusudur.
Lojistik süreçleri içinde belli başlı aşamaları olduğunu söylemiştik. Depolama süreci için daha detaylı bahsetmiş olursak (Tedarik, depo kontrolü, sipariş edilen ürünün bulunması, paketlenmesinin takip edilmesi, doğru zamanda doğru şekilde teslim etmek ve iade süreçlerinin iyi yönetilmesidir). Depolama için ürünün ulaşmasından sonra en önemli adım iade süreçlerinin iyi yönetilmesidir.
İade süreçleri bazı politikalara tabiidir ve bu politikalar şirketten şirkete göre değişir. Kimi şirket için belli başlı ürünler, kimi şirket için belli başlı bir süre ürünün giyilmesi paketinin açılması gibi durumlar iadenin alınıp alınmayacağını belirtir. Bu süreçler doğrultusunda iade süreci tamamen bir yönetim becerisidir. İade süreci lojistik sektöründe ‘tersine lojistik’ olarak geçmektedir. Hammadde, yarı mamül, nihai ürün ile ilgili bilgilerin tüketim noktasından orijin noktasına doğru, değer kazanımı veya uygun şekilde yok edilme sağlamak amacıyla etkin akışının planlama, uygulama ve kontrol aktivitesidir.
Tersine lojistik aynı zamanda şirketlerin maliyetinin azalmasına, kayıp geliri kazanmasına ve müşteri hizmetlerinin ıslahatine yardımcı olur. Kusurlu ürünler ya da üretim fazlası mallar için de tersine lojistik kullanılabilir. Aynı zamanda birçok geri dönüşüm faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Atık kağıtların dönüşümü, hurda metallerin toplanması, kullanılan cam şişe karşılığında depozito ödenmesi gibi örnekler vardır ve
ülkemizde uzun süredir uygulanmaktadır. Ürünün yok edilmesine kıyasla ekonomik olarak ülkeler için daha avantajlı ve çevre dostudur.
Ürün tedarik sürecinde tekrardan üreticinin eline geçtiğinde, yani tersine lojistik olduğunda, bazı adımlar ile bunun alıcıya ulaştırılması daha kolaydır. Bu adımlardan biri ‘Outlet Satış’ıdır. Bu yöntemde, üretici ürünlerini toplar ve geri kazandırılmasının ardından outlet mağazalarında satışa sunar. Bugün çoğu giyim markası bu yöntemi kullanmaktadır. Bir diğer yöntem ise açık artırma ile internet üzerinden satmaktır. Hızlı alım satım internette yüksek olduğu için bu yöntem çok tercih edilmektedir. Eğer iade sebebi ürünün kusurlu olması ise ürünün tekrardan kusurunun tamir edilip geri gönderilmesi de farklı bir yöntemdir. En son seçenek olarak da ürünü en az maliyet ile imha etmektir.
İade lojistiğinin faydaları çoktur. Bu faydalar hem markalara hem de tüketicilere yöneliktir. Bir şirketin iade lojistiği ne kadar sağlam ise, o şirketin marka imajı toplum içinde o kadar yüksektir. İade lojistiği sayesinde olumsuz geri dönüşler markaların verimliliğini artırır. İade lojistiği, müşterilerin haklarını ve hukuklarını bilmelerini sağlar. Markaların ve tüketicilerin arasındaki bağı güçlendirir.
Pandemiden dolayı online ürün satışının artmasıyla birlikte tersine lojistik süreci e-ticaret sektörü üzerinden önemli bir başlığa sahiptir. E-ticaret sürecinin daha hızlı yönetilmesi için genellikle hızlı ve teknolojik bir sisteme sahiptir. Buna otomasyon adı verilir. Otomasyon tedarik sürecinde herhangi bir gecikmeyi müşteriye haber verir. Stok tükendiğinde otomatik olarak sipariş verir ve satış kaybını engelleyebilir. Otomasyon uzun vadede gelir sağlayan bir şeydir. En geniş tabir ile malzeme taşıma depolama ve dağıtım süreçlerinin otomatikleştirilmesini sağlar.
E-ticaret sektöründeki tersine lojistik alanında iyi bir değere sahip olunmak isteniyorsa aynı zamanda şirketlerin depolarını geliştirmeleri lazımdır. Bunun için genellikle (e-fulfillment) kavramı kullanılmaktadır. Bu özetle e-ticaret üzerinden yapılan satış işleminin operasyonel süreçlerini yalnız bir sistem içinde yürütmektir. Firmanın iş yükünü azaltıp maliyetleri düşürür. Operasyonları güçlendirip müşterilerin şikayetlerine anında dönüş sağlar.
Lojistik sektörünün önemi her geçen gün daha da artmaktadır ve her müşteri satın aldığı üründen memnun olmayabilir. Bu gayet doğaldır çünkü ürünün eksik veya hatalı gelmesi, kargo sürecinde ürünün ezilmiş bir şekilde gelmesi veya ürünün beklenildiği gibi çıkmaması bunun en büyük örneklerinden biridir. Önemli olan burada firmaların ne tür stratejiler ile ne tür uygulamalar ve ne tür kararlar ile hareket edeceğidir.
Mehmet Ali İŞLEK