SAĞLIK SEKTÖRÜNDE LOJİSTİK
Her sektörün belli başlı tedarik ve lojistik faaliyetleri vardır. Bazı malzemelerin tedariği kolayca sağlanırken bazılarınınki daha hassas ve hesaplı bir şekilde sürdürülebilmelidir. Sağlık alanında lojistik faaliyetlerinin rahat bir şekilde işlemesi için lojistik yönetiminin uyumlu, kaynağı güvenilir, dakik ve sürdürülebilir olması gerekir. Her pazarlama ve üretim birimlerinde olduğu gibi sağlık ürünlerinin tedariği konusunda da lojistik desteği olmadan başarıya gidilmesi zor, aynı zamanda düşük maliyetli lojistik hareketi arayışı mevcuttur. Alt unsurlara değinmek gerekirse;
Sağlık ürünlerinde taşıma şekilleri iki gruba ayrılır. Birincisi soğuk zincir, ikincisi ise normal taşıma modelidir. Soğuk zincir denilen bu taşıma türünü frigo taşımacılık olarak tanımlayabiliriz. Bu taşıma türü sağlık sektöründeki ısı kontrolü gerektiren kimyasal hammadde ve bazı işlenmiş ürünlerin frigorifik araçlarla taşınmasıyla sağlanır. Frigorifik, ısı değişimine duyarlı maddelerin taşınması için tasarlanan izolasyon değeri ve duvar kalınlıkları taşınan malzemenin ısı değişimine bağlı değişiklik gösteren ve soğutucu ünitesi barındıran karayolu taşıtıdır. Fakat ürünün lojistik teslimat süresi frigorifik taşımayı gerektirmiyorsa tedarik diğer taşıma modlarıyla yapılır. Bu süreçte yüklemeler organize edilir, ardından seçilen ulaşım moduna yüklenir ve varış terminaline kadar gider.
Teslimat süreleri taşıma şekline göre değişiklik gösterir. Burada üretici firmanın fabrikadan çıkıp alıcı/ tüketiciye geleceği süreyi belirlemesi etkin rol oynar ve teslimat süresiyle paralel olarak taşımacılık hareketinin hangi ulaşım yoluyla yapılacağı buna göre şekillenir. Hassas ve bozulması olası ürünlerin lojistik hareketlerinde genellikle havayolu ve karayolu tercih edilir. Sağlık sektöründe demiryolu ve denizyolu taşımacılığı diğer ulaşım yollarına göre daha az tercih edilir.
Teslim şekilleri olarak incoterms esas alınmaktadır. Incoterms, Uluslararası Ticaret Odası (ICC), uluslararası ticari hareketlerde yaşanan anlaşmaz, uyuşmazlık ve hukuksal ihtilafları ortadan kaldırmak ve alıcı ile satıcının gereksiz yere para ve zaman kaybını önlemek amacıyla ticaret hareketlerine bazı kurallar getirerek yürürlüğe koyduğu düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler üzerinde anlaşan işletmeler ithalat ve ihracat hareketlerinde dört ana unsura bağlanmış olurlar: Hangi maliyetin ithalatçı, hangisinin ihracatçı tarafından ödeneceği, ihracatçının hangi belgeleri düzenleyeceği ve belge masraflarının hangi tarafça karşılanacağı, ticarete konu olan malların sorumluluğunun ve mülkiyet hakkının ihracatçıdan ithalatçıya ne zaman geçeceği, ürünün nerede ve ne zaman teslim edileceğidir.
Lojistik firmaları açısından çok hassas olan bu sektörde yukarıda bahsedilen aksiyonların her adımının eksiksiz ve titiz bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Firmaların ilaç vb. sağlık ürünlerinin taşıyan ulaşım sisteminin temiz ve hijyenik olması çok önemlidir. Bu ürünler taşınırken kokulu, kırılabilecek kimyasallara zarar verebilecek diğer ürünlerle aynı ortamda bulunmamalıdır.
Teslimatın varacağı adres ecza depolarıdır. Bu depolarda aranan kriterler öncelikle devlet tarafından izinli ve ruhsatlı olmakla beraber saklama şartları ve nakliye işlemlerinin sürekli takibi, stoktaki ürünlerin yeterlilik düzeyi, ayrıca saklanan alanın istenilen düzeyde olması, ürünler hakkında bilgilere kolayca erişim sağlanabilecek şekilde bilgi sisteme sahip olunmasıdır. Bunun başlıca sebeplerinden biri belirli kural ve prosedürlere tabii olmalarıdır. Tüm bu lojistik hareketleri Sağlık Bakanlığı’nın belirli denetim ve yönetmelikleri ile yürütülür. Hammadde ithalatından başlanarak, üretimden, depolama ve dağıtımına hatta katma değerli tüm basamaklar bu denetimle kontrol altına alınmıştır. Avrupa Birliği tarafından 2010 yılında hayata geçirilen bu yönetmelikler GMP Standartları başlığı altında toplanmıştır. Bu standartlarla depolardaki organizasyon, süreç değerlendirmesi, ekipman, yetkinlik, hijyen ve temizlik basamakları denetlenerek verimli bir çalışma ortamı sağlandığından emin bir şekilde tedarik zincirini destekler. Tüm bunlara sahip olunduktan sonra ilgili birimler tedariği yapan üçüncü şahıslar için ürünü depolar ve dağıtır.
Depolarda ithal edilen sağlık ürünlerine piyasaya sunulmadan önce RFID etiketi eklenir. RFID, üzerinde mikroişlemci ile kurulmuş etiket taşıyarak, bu etikette kimlik yapısını ile beraber hareketlerinin izlenebilme imkanına sahip radyo frekanslarıyla çalışan teknolojiye verilen addır. Bu etiket zamanla azalan insan gücü maliyeti, otomatikleştirilmiş stok kontrolü, ürün takibi ve anında ulaşılabilen envanter bilgisi sağlar ve kısa sürede dağıtıma başlayabilme olanağı sunar.
Sağlık ürünlerinin teslimatı sırasında, özellikle kimyasal maddele lojistiği yapıldığından bu sahada çalışacak elemanların hijyen kurallarını ihmal etmemesi gerekmektedir. Personellerin gönderilen veya getirilen ürün hakkında bilgi sahibi olup bilgi sahibi olup kendilerine verilen görevle ilgili eğitim almış olması gerekir. Bahsedilen eğitimler gerekli sağlık kuruluşlarınca verilmiş olup herhangi bir teftiş anında kullanılması mümkün olabilmelidir. Yükleme, indirme ve depolarda görev alacak çalışanlar için yapılmış özel giysiler giyinilerek çalışma yürütülür.
Tüm bu işlemler bir koordinasyon işidir. Sağlık ürünlerinin farklı alanlarda lojistik hareketleri, teslimat sürelerinin optimizasyonunu sağladığı gibi ithalattan başlayarak tüketiciye gelene kadar ürünün bütünlüğünü koruma, hijyen kurallarına uymuş olma ve tüketicinin sağlığını garanti altına almak için ulaştırma kalitesi diğer sektörlere göre daha komplike bir şekilde sağlanır. Bahsedilen adımlar doğru bir şekilde sağlandığında sağlık lojistiği ilaç ve ürün bulunurluğu ve temini açısından ülkemiz firmaları sayesinde sürdürülebilir bir şekilde sağlanmış olur.
MELİS NAZ KARAMAN