“Öğrenci kardeşlerim Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu gibi bir eğitim kurumunda bulunmanın değerini anlamalı.Bizim zamanımızda böyle okullar yoktu. Bazen lojistik eğitimi almamış olmanın eksikliğini duyuyorum.”
Lojistik Kulübü’nden elinizdeki bu güzel dergi için “lojistikte kariyer” konulu bir yazı yazmam için öneri geldiğinde kendi kendime söylendim: “Tam da adamını buldunuz !”…
Zira bu satırların yazarı İngilizce yetmez Fransızca da öğreneyim, işletme yetmez kamu yönetimi okuyayım derken üniversite öğrenimini tam 11 yılda tamamlamış,geçmişinde sinema makinistliğinden gazeteciliğe,turizmden pazarlamaya kadar birçok işe girip çıkmış ama UTİKAD derneğindeki görevine başlayıncaya dek taşımacılık ve lojistiğe teğet geçmemiş bir kişidir.
Yeni başladığınız bir işte eğitiminize ve yeteneklerinize güvenseniz bile mesleki pratikten yoksun olmak başlı başına bir handikaptır.Hele görev yaptığınız kurum koskoca sektörü yurtiçinde ve yurtdışında temsil ediyorsa deneyimsizlik dizlerinizin bağını çözer,gözleriniz en yakın çıkış kapısını arar!…
Çok şükür zaman her şeyin ilacı.Aradan geçen iki sene ve yöneticilerimin sabır ve teşvikiyle yere artık daha sağlam basıyorum ve artık görüyorsunuz lojistik eğitimi alan öğrencilere kariyerleri konusunda “tavsiyelerde”bulunacak bir yazı kaleme alacak kadar da özgüven sahibi oldum…
“Zira birkaç yıl içinde adım atacağınız meslek Türkiye’nin en dinamik en gelecek vaat eden mesleğidir.O yüzden geçmişi bir kenara bırakıp ileri bakmalısınız.”
Ancak öğrenmenin sonu yok.Her geçen gün,her deneyim geçmişte öğrendiklerinizi bir kalemde silip atabiliyor,sağlamaya çalıştığınız özgüveni yok ediveriyor.Ama tam tersi de söz konusu:Bazen öğrendiğiniz yeni bir şey geçmişte sizi endişelere gark eden muğlak gibi görünen konuların aslında ne kadar basit ve berrak olduğunu bir anda gözlerinizin önüne serebiliyor.
Meselâ 6 Mayıs’ta Lojistik Kulübü’nün büyük gayretlerle düzenlediği Lojistik Zirvesi’ne katılan Sayın Serdar YANAŞAN’ın bir sözü geçmişteki kaygılarımın ne kadar yersiz olduğunu bir anda ortaya koydu.Serdar Yanaşan şöyle diyordu: ” Öğrenci kardeşlerim Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu gibi bir eğitim kurumunda bulunmanın değerini anlamalı.Bizim zamanımızda böyle okullar yoktu.Bazen lojistik eğitimi almamış olmanın eksikliğini duyuyorum”. Bu sözlerin altını çizmekte yarar var zira bunu söyleyen sektöre yeni adım atmış biri değil, Express Kargo Şirketler Grubu Başkan Yardımcısı ve sektörde dünya liderlerinden FedEx Türkiye’nin Genel Müdürü ! Ve inanın Serdar Bey bu eksikliği hisseden tek şirket yöneticisi değil.
Gelin bir hesap yapalım.UTİKAD olarak halen sürmekte olan bir çalışma derneğimize üye olan şirketlerde yaklaşık 15.000 kişinin istihdam edildiğini ortaya koyuyor.Bunun kabaca onda birinin şirket yönetici ve orta kademe yöneticisi olduğunu düşünelim.Yani 1500 kişi.Bunların yüzde 90’ının üniversite eğitimi aldığını ve yüzde 75’inin en az bir yabancı dil(genellikle İngilizce) bildiğini var sayalım… Sayı önemli değil.Peki bu yöneticilerin kaçı 4 yıllık taşımacılık ve lojistik öğrenimi almış ? Yanıt 0 (yazıyla “sıfır”).Taşımacılık ve lojistik sektöründe kariyer sahibi olan yöneticilerin hepsi değerli insanlar.Birçoğu işletme,iktisat,hukuk ve kamu yönetimi eğitimi almış ve en az bir yabancı dile haizler.Üstelik üst kademelerdeki yöneticilerin birçoğu mühendislik üzerine işletme mastırı yapmış.Şirket içi eğitimlerle yetinmeyip üniversitelerde lojistik üzerine lisansüstü eğitim alan ya da sertifika programlarına katılanların sayısı çoğalıyor.
Ama Serdar beyin sözlerine dönelim;Türkiye’de İ.Ü. Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu’ndan başka sektöre lisans eğitimi almış insan kaynağı sağlayan bir eğitim kurumu daha yok.Kıymetini bilin !
Bu niye önemli ? Lojistik Kulübü’nden arkadaşlarla yaptığımız çalışmalarda gözlemlediğim eğitim kurumlarına yönelik bir özgüvensizlik var. Çünkü söz konusu olan henüz 4 yıllık geçmişi olan yeni bir eğitim kurumu;binasından tutun da müfredatına kadar sayısız sorunla boğuşuyor ve bu durum doğal olarak öğrencileri ümitsizliğe sürükleyebiliyor. Türkiye’de sayısız üniversitenin farklı durumda olmadığını söylemek teselli olabilir ama sorunları çözmez.Ancak taşımacılık ve lojistik sektörünün maddi ve manevi desteğinin okulunuzun arkasında olduğunu bilmelisiniz. Bu destekle uzun vadede de olsa okulunuzun fiziki,teknik ve eğitim materyali sorunları aşılacaktır.
Ama daha önemlisi ve sizlere en kısa vadede dönecek olan sektörün manevi desteğidir.Nasıl mı ? Yine 6 Mayıs’taki Lojistik Zirvesi’nde konuşma yapanlara dönelim.Orada konuşma yapan sektör temsilcilerinin konuşmalarını,tavırlarını ve hatta jestlerini dikkatli takip ettiyseniz manevi desteğin ne anlama geldiğini bizzat anlamışsınız demektir. Mesela Balnak Holding’den Sayın Selma Akdoğan,kendisinin de bir İstanbul Üniversiteli olduğunu ama ilk kez bu üniversiteden mezun olduğundan gurur duyduğunu söyledi.Bunun en açık anlamı sektörün okulunuza son derece sıcak ve sempatik baktığıdır. Bu tavır size iş yaşamınıza başladığınıza çok yardımcı olacaktır. İş yaşamına başlangıcın ne kadar önemli olduğunu da yukarıda anlatmıştım. Samimiyetle söylüyorum hakkınızda olumlu düşüncelerle başlamış bir kariyerin başarısızlıkla sonuçlanması çok zordur.Ve inanıyorum ki ileride iş yaşamınızda yakalayacağınız başarılar sizin geçmişe, tüm sıkıntılara rağmen sonuçlandırdığınız üniversite öğreniminize hayırla ve tebessümle bakmanıza yol açacaktır.
Eğitim kurumunuza güvenmenin üzerinde durmamın bir ikinci sebebi öğrencilerde gözlemlediğim “yanlış kulvarda koşma” çelişkisi. Kafalarda hâlâ “Yanlış branşta mıyım ?” ya da “Üniversite sınavında birkaç doğru daha yapsaydım daha iyi bölümlere geçer miydim ?” soruları var. Şüphesiz bu Türkiye’deki çarpık üniversite sınav sisteminin yarattığı bir çelişki. Birçok cevher sahibi öğrenci sistemin oluşturduğu yanlış yönlendirmeler neticesinde ilgi ve becerilerin çok ötesinde branşlarda eğitim alıyor ve ne yazıktır ki birçok mezun eğitim aldığı alandan çok uzak mecralara yöneliyor.
Ama yinelemekte fayda var sizler ister “kaderin oyunuyla” ister “şıkların kaymasıyla” okuduğunuz bölümü “düşmüş” olun bilin ki bu işte hayır vardır. Zira birkaç yıl içinde adım atacağınız meslek Türkiye’nin en dinamik en gelecek vaat eden mesleğidir.O yüzden geçmişi bir kenara bırakıp ileri bakmalısınız.
Dost acı söyler
Eğitiminizin ufuklarından ve önünüzdeki fırsatlardan yeterince bahsederek özgüveninizi yeterince pohpohladıktan sonra sıra acı hapı yutmanın sırası geldi !… Mesleğinizi iyi seçmişsiniz, okulunuz ülkemizin bir tanesi vs. iyi güzel de sizin hiç yanılgılarınız yok mu ? Var !
Hem de yol kısayken dönmezseniz sizi sapa yollara savuracak yanılgılar.Neler mi ? İşte bazıları:
1.”Lojistik eğitimi alıyorum. Mezun olduktan sonra sektörde benden iyisi bulunmaz. Kariyerimde hızla ilerleyebilirim”… Külliyen yanlış! Lojistik eğitimi almış olmak hiç kimseyi “lojistikçi” yapmaz.Keza her sosyoloji okuyan sosyolog,her felsefe okuyanın filozof olmadığı gibi. Lojistik eğitimi size sadece benim gibi sektöre sonradan girenlere karşı bir nebze “aşinalık” avantajı verir, o kadar. Gerisi sizin girişkenliğiniz ve öğrenme becerinize kalmış Sektörde kimsenin size hemen bir yöneticilik koltuğunu uzatmasını da beklemeyin. Kariyer yolu uzun ve çok çaba istiyor ve bu çabanın vizeleri verme telaşından çok daha stresli olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
2.”Okulda yabancı dil hazırlık sınıfı okudum. Özel ders de aldım kursa da gittim. Yabancı dilim süper”…Alın bir yanlış daha! Uzağa gitmeye gerek yok kendimden örnek vereyim: İngilizce ve Fransızca hazırlık sınıflarında 4 yıl geçirdim. Turizmde konuşmamı, gazetecilikte okuma ve çeviri yeteneklerimi geliştirdim, kitap çevirim var. Aşağı yukarı 15 senedir yabancı dillerle haşır neşirim ama UTİKAD’da göreve başladığım günlerde önüme aldığım mesleki metinler bana bir milyon ışık yılı uzak geldi. Yabancı dil eğitim asla bitmez ve hiçbir zaman bir yabancı dile tam anlamıyla hakim olamazsınız. Adı üstünde: “Yabancı” dil !
3. “Her yaz bir şirkette staj yapıyorum. Amirlerim benden hep memnun oldu. Çevrem geniş. Sektörü çok iyi biliyorum ve şimdiden deneyim kazandım”… Aman dikkat! Bunları gittiğiniz mülakatlarda söylerseniz manalı gülümsemelere yol açabilirsiniz. Staj dönemleri size gelecekteki mesleğiniz hakkında önemli ipuçları verir ve eşsiz deneyimlerdir. Bu nedenle UTİKAD olarak son derece önem verdiğimiz staj dönemlerini kaçırmamanızı tavsiye ediyorum. Ama madalyonun öteki yüzü farklı. Staj dönemlerinde öğrencilere elden geldiğinde yardımcı olunur, iş süreçleri tanıtılır, sektöre ilk adım için teşvik edilir… Ancak şirketler öğrencileri tanımakta ve kendi iş süreçlerine uygun olup olmadığını test etmekte sizin tahmin ettiğiniz kadar istekli değildir. Staj dönemlerinde elde edebileceklerinizin daha ötesine ulaşmak size kalmıştır. Bu nedenle asla staj dönemlerini angarya olarak kabul etmeyin, ciddiye alın ve alabildiğiniz kadar eğitim, edinebileceğiniz kadar tecrübe edinin. Ve asla staj dönemindeki çalışmalarınızın mesleki eğitiminizde yeterli olduğunu düşünmeyin. Tekrar ediyorum öğrenmek hayat boyu sürer.
4. “Kulüp faaliyetlerinden bana ne? Ben sınavlarımı verip bir an önce iş hayatına girmeye bakarım? Öğrenci faaliyetlerinin hepsi zaman kaybı!…İşte nu da yanlış. Lojistik sektöründe çalışanlar lojistikle yatıp lojistikle kalkmaz. Aksine son derece sosyal insanlardır. Zira taşımacılık ve lojistik ağırlıklı olarak hizmet sunan bir sektördür. Hizmet sunan bir sektörde kişisel ilişkiler, sosyal girişkenlik ve takım çalışmasına yatkınlık mesleki başarının sırlarıdır.Ama bunlar meslekte öğrenilmez, okulu da yoktur. Bu meziyetleri ancak üniversite sıralarında ve diğer arkadaşlarınızla girdiğiniz ilişki ve ortak çalışmalarla geliştirebilirsiniz.En kalıcı dostlukların üniversite sıralarında atıldığını da unutmayın. Dostluğun değerini ölçecek bir sistem henüz geliştirilmiş değil…
Son söz
Bizim üniversitenin bahçesinde bir hekel vardı;Bir kaidenin üzerine birbiri üstüne rastgele konduğu izlenimini veren bronz parçalardan ibaretti. Üzerindeki plakette ise sadece şu yazılıydı: “Taş taş üstüne”. O heykelin neden orda olduğunu ve ne anlama geldiğini hocalarımız bize üçüncü sınıfta açıkladı. Heykel eğitimi ve her öğrenilenin insanın kişiliğine katkısını simgeliyordu. Sizin okulunuz da sizin kaidenize ilk taşı koydu. Bu taş oldukça oturaklı bilesiniz. Bu taşın üstüne bir taş daha koymak içinse…
Ha bir gayret!..
Mustafa ALKAN
UTİKAD Genel Koordinatörü