1.Merhaba öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben Tunç Fındık, 1972 Ankara doğumluyum. Profesyonel dağcı, tırmanıcı ve motivasyon konuşmacısıyım. Şu an için The North Face ve Grivel yerel atlet takımları üyesiyim. 14×8000 olarak bilinen bir dağcılık projesinin içindeyim.Dünyada 8000 metre irtifayı aşan sadece 14 adet dağ zirvesi vardır ve 8000 metrelik dağların hepsinin zirvesine ulaşmak bir dağcılık rekorudur. Günümüze kadar bu projeyi bitiren 15 milletten 42 kişi var, ben de bunu yapacak ilk Türk olmak için çalışıyorum. Her çıkılan 8000’lik zirve büyük zorluklar, sınırsız tehlikeler ve harcanan çaba nedeniyle olimpiyatta 10 altın madalya kazanmakla eşdeğerdir ve daha fazlasıdır çünkü insan bedeninin devamlı varolmasının mümkün olmadığı aşırı yüksekliklerden bahsediyoruz. Güncel olarak toplamda 12 adet (2 sefer farklı rotadan Everest dağı ile beraber, K2 8611m, Kanchenjunga 8586m, Lhotse 8516m, Makalu 8463m, Cho Oyu 8205m, Dhaulagiri 8167m, Manaslu 8163m, Broad Peak 8047m, Gasherbrum II 8035m, Shishapangma 8013m) 8000 metrelik dağa çıktım. Geçen zaman diliminde 14×8000 artık bizim milli projemiz haline geldi, ülkemizin bayrağını dünyanın en zor ve en yüksek doruklarında dalgalandırmam herkese ve en çok bana gurur veriyor.
2.Dağcılığı bir lojistik süreç olarak ele almak istiyoruz.Sürecin başlangıcı bizler için planlamadır.Bir tırmanış için planlama sürecinizi anlatır mısınız?
Planlama, dağcılık ve tırmanışın ayrılmaz bir parçasıdır. Bir tırmanış için öncelikle yola bir ‘hayal’ ile çıkılır. Bu hayali gerçekleştirme süreci sizin kendinizi ve sınırlarınızı tanımanızla doğrudan ilgilidir. Hayalinizi gerçekleştirebilcek mental ve fiziki durumda iseniz , sonraki adımda bu programın fizibilitesi yapılır kafada; gidilecek bölgenin olası sıkıntıları ve potansiyel tehlikeleriyle tırmanılacak rotanın özellikleri tartılır. Gidilecek yerler için özel izinler vb gerekiyorsa bu aşamada girişimler başlar. Uygun ekip bulmak (veya yaratmak) planlamanın esaslı bir parçasıdır. Dünyanın uzak ve zahmetli bir köşesine gidilecekse bunun için finans bulunması (sponsorluk vb) planlamanın zaman alan ve çok önem taşıyan bir parçasıdır. Ardından hesaplamalar teknik boyuta geçer; rotaya yaklaşım, tırmanışın riskleri, kullanılacak malzemeler gibi… Bu tür planlamalar büyük dağlar için (uzak ülkeler, 8000m’lik dağlar vb) yarım veya bir yıl önceden başlamak durumundadır. Ülkemizdeki çoğu tırmanışlar için ise ‘bir not kağıdına sığacak plan’ kadar basittir işler.
3.Tırmanış yapacağınız lokasyonu ve tarihi nasıl belirliyorsunuz?
Bunu sezona ve benim kendi programıma göre belirliyorum. Bazı tırmanışlar sadece antrenman amaçlı iken, diğer bazıları başlıbaşına zor projelerdir, bunlar ardarda dizilidir. Her olası dağ için en uygun zamanı (hava ve zemin açısından) seçmeye özen gösteririm. Tarihler buna göre belirlenir; lokasyonlar için aslında uygun zamanlar zaten kısıtlıdır.
4.Lojistikte genel olarak kullanılacak güzerhag önceden belirlenir,siz tırmanış rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Bu tamamen ne yapmak istediğinize bağlıdır. Dağlarda klasik tırmanış güzergahları haricinde rotalar belirli ve işaretli değildir , rota seçimi dağcının tecrübe seviyesi ve girişimcilik ile vizyonuna bağlıdır. Keşif tırmanışı olarak tanımlanan ilk çıkışlar benim için önemli yer tutuyor çünkü bunun tadı apayrıdır, hiç tırmanılmamış bir rotayı inceleyerek görece güvenli ve iyi tırmanış verecek bir hat bulmak oyun gibidir. Tabi kurallarını dağın koyduğu bir oyun..
5.Her aracın yük kapasitesi vardır biz ona göre yük belirleriz,tırmanış yaparken yanınıza alacaklarınız için sınırlamalar nedir,tırmanışlarda kesinlikle yanınızda bulunması gerekenler nelerdir?
Tırmanışta yanınıza herşeyi alamazsınız, yük ağırlık demektir ve ağırlık arttıkça takat ve menzil düşecektir. Tırmanışta öncelik emniyet malzemeleridir (ip ve teknik donanım) , bunlardan asla ödün verilmez. Ardından barınma ( giysiler, çadır, ocak vb) ve beslenme (yiyecek) gelir. Esaslı bir dağ- tırmanış rotasında ekstra hiçbirşey taşınamaz çünkü taşıyacaklarınız sırt çantanızla sınırlıdır. Yanınızda herhangi bir doğa gezisinde olması gerekenlerin başında iyi bir ilkyardım seti gelir (ve onu kullanacak bilgi). Bunun dışında aklınızı yanınıza almanız şarttır- malzemeden çok beyniniz size gereklidir. Doğru kararlar almıyorsanız hiçbir malzeme size yardım edemez.
6.Bazı taşımalarda bizler de partnerlerimizle çalışırız,tırmanışlarınızda partnerinizin olması sizin için önemli midir?
Gerçekten zor bir tırmanışı iyi bir partnerle çok daha güvenli ve keyifli yapabilirsiniz ama partner şart değildir, solo (tek başına) da dağda tırmanış olur. Her ikisi de farklı durumlardır ve uygun koşullarda partnerli veya solo çıkışlar güzel olur. Yine de, bir tırmanışı sevdiğiniz bir dostla paylaşmak ve zoru beraber başarmak kadar güzel az iş vardır.
7.Doğru Fiyat
Doğru Zaman
Doğru Koşullar
Doğru Yer
Doğru Müşteri
Doğru Miktar
Doğru Ürün
gibi lojistiğin 7 doğrusu vardır.Sizin için dağcılığın doğruları nelerdir?
Dağcılıkta doğru yerde, doğru zamanda ve doğru koşullar içinde olmak, yani doğru kararlar verebilmek en önemli olaydır. Zor tırmanışlar en iyi koşullarda ve en doğru anda yapılır genelde. Tabi bunun için de dağı ve kendinizi, ekibinizi iyi tanımak ve hızla değişen şartlara göre anlık kararlar alabilmek yani ‘durumsal farkındalık’ şarttır.
8.Bizler ürünleri dış etkilerden korumak,tehlikeli madde ise dışarıya zarar vermesini engellemek,taşımayı kolaylaştırmak adına yüklere ambalajlama ve etiketleme yaparız.Siz de dağcılık malzemeleriniz için buna benzer bir işlemde bulunuyor musunuz?
Bizim kullandığımız malzemeler zaten doğa koşullarında ıslaklığa, zarar görmeye karşı imal edilmiş, optimum kullanışlılık, hacim ve sağlamlıktaki donanımlardır. Fazladan bir uğraşıya genelde gerek kalmaz.
9.Bir dağcıda olması gereken özellikler nelerdir?
Durumsal farkındalığın yüksek olması, fiziki ve ruhi dayanıklılık (sabır) , soğukkanlılık, gerçekçi düşünme, insan ve hayvan sevgisi, teknik bilgi ve tecrübe en önemli özelliklerdir bence.
10.Tırmanışlarda olası tehlikeler ve güvenlik önlemleriniz neler?
Dağlar ve tırmanış daima büyük potansiyel riskler içerir. Dağlarda her zaman devasa çığlar, taş düşmesi, buzul çatlakları, aşırı soğuk, aşırı sıcak, sis ve fırtına dahil kötü hava durumu ile teknik, dik zeminlerde tırmanışın doğal riskleri (kaya ve buz duvarlarının tehlikeleri, düşme vb) vardır. Bunlar objektif risklerdir ve olabilirliği ne olsa hesap edilebilir. Esas risk insan hatasından kaynaklıdır ve subjektif risk olarak tanımlanır. Bilgi ve tecrübeye dayalı doğru karar alma mekanizması en önemli korunma sistemidir. Çığ olduktan, tipiye yakalandıktan sonrası sadece hayatta kalma savaşıdır, önemli olan bu duruma düşmeyecek doğru kararı vermektir.
11.Dağcılıkta en etkilendiğiniz deneyiminiz nedir?
Bugüne kadar çok sayıda teknik, zorlu ve potansiyel olarak ciddi tehlikeler içeren çıkışlar yaptım, mesela uzunluğu 800 metreyi bulan kaya duvarları, yüzlerce metrelik donmuş şelaleler veya 6000, 7000, 8000 metrelik Himalaya dorukları.. Sadece tek bir çıkışın ‘en çok etkilendiğim’ olduğunu söylemek benim için imkansız, çünkü her tırmanışım, hatta antrenman için gittiklerim dahil, çok değerli ve zevkliydi; düşününce binlerce tırmanış rotası ve dağdan bahsediyoruz. Yine de, Nepal-Himalaya’daki 6856 metrelik Ama Dablam dağı -ki dünyanın en güzel ve estetik dağlarından biri olarak bilinir- benim açımdan en güzel bulduğum tırmanışlarımdandır. Ve tabii, dünyadaki en yüksek ikinci zirve olan K2 dağı var.. Kötü havası, devamlı teknik zorluğu ve çığ riski ile en zor dağ tırmanışı olarak kabul edilen bu muhteşem dağda gerçekleştirdiğimiz çıkışımız unutulmazdı, bu dağa çıkabildiğim için dünyanın en şanslı insanlarından olduğumu düşünüyorum. 8611 metrelik K2, 8586 metrelik Kanchenjunga, 8463 metrelik Makalu ve 8167 metrelik Dhaulagiri, benim açımdan en ‘zor’lar arasında.. 2009 yılında Himalaya’nın 8167 metrelik Dhaulagiri doruğuna sadece iki kişi çıkmak, fizik ve zihin olarak çok zorlu idi. Çünkü binlerce metre dimdik mavi buz duvarları, 7500 metrede batak kar alanları, kafanıza her an çığ olarak düşebilecek ev boyutunda buz duvarları ve yıldırımlı, fırtınalı havasıyla bu dağ muazzam bir engeldi ancak zirvesine oksijen desteği kullanmadan tırmanabildim. Pakistan’da, yeryüzünün ikinci en yüksek dağı olan 8611 metrelik K2 zirvesi fiziki ve zihni olarak zor olanlardan biridir; K2’nin zirvesine varan her üç kişiden birinin can verdiği istatistik bir gerçektir ve K2 gibi bir dağa yola çıkarken yüzde elli ihtimalle eve dönemeyeceğinizi bilirsiniz. K2’de, 8000 metredeki son kamptan başlayan zirve çıkışı kesintisiz 16 saat sürdü ve en son çıkışın yapıldığı 2008 yılında 11 kişinin çığda hayatını kaybettiği ‘Bottleneck buz kulvarı ve traversi’ni tırmanmak müthiş heyecanlandırıcı, uç noktada bir deneyimdi. Sanırım ‘kolay oldu’ diye tanımlayabileceğim hiçbir tırmanışım yok; yüksek dağcılık hep zorlu bir arenadır.
12.Dağcılık sporuna yeni başlayacaklar için ekipman seçimi ile ilgili nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
Öncelikle bu spora yeni başlayanların bir kulüp ile başlayıp, kulüp malzemelerini denemesi ve ne tür doğa sporu yapacağına karar vermesi önemlidir ( kaya tırmanışı, dağ yürüyüşü, yüksek dağlar, teknik tırmanış vb farklı branşlar). Bundan sonra o yolda işlerine yarayacak genel amaç kullanıma yönelik sağlam yapılı donanımları araştırarak almaları iyi olur. En pahalı veya en iyi gözüken donanım en iyisi değildir, işi göreni en makbuldur. Ucuz seçeneklerle başlangıç yapmak mantıklı olur.
13.Biz öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Öğrenci olsun olmasın, herkese giriştikleri yolda hevesle ve neşeyle ilerlemelerini ve engelleri aşmak yolunda azimli olup yılmamalarını tavsiye ederim.
.