Kalite konusundaki gelişmeler dışarıdan yani kendi inisiyatifimizin dışında ICAO, FAA, JAA gibi uluslararası yapılmaya başlanmıştır.
Sivil havacılıkta kalite uygulama alanları, bakım organizasyonlarında, ticari havayolu işletmelerinde, uçuş okullarında, uçak parça tasarım veya üretim organizasyonlarında gerçekleştirilmektedir.
Sektörde esas değişim 1994 yılında JAA’ın kurulmasıyla başladı. Türkiye’nin de 2001 Nisan ayında tam üye olduğu bu bölgesel otorite, özellikle sivil havacılığın tüm alanlarına yönelik düzenlemeler getirmekteydi. Bu düzenlemelerin bir bölümü de kalite konusunda olacaktı. Bu yeni bakış açısına göre, kalitenin temel görevi uçuş ve yer emniyetinin arttırılması uçak veya uçak komponentinin uçuşa elverişliliğinin sağlanmasına yönelik sistemi güvence altına alacak faaliyetlerin yapılmasıydı.
Bu anlayışa göre kalite; kontrol yerine “sistemin Güvence” altına alınması ve belirlenen usullere göre sistemin faaliyetlerini sürdürmesine yönelik çalışacaktı. Uçuş okulu, bakım kuruluşu veya bir havayolu olsun ya da bütün bunları bünyesinde içeren entegre bir yapı olsun artık bir kalite sisteminin kurulması zorunluydu. Yine bu tür yapılar içerisinde operasyonel faaliyetlerin yürütülmesi konusunda uzman nitelikli yöneticilerin müdür, uçuş işletme md., ekip eğitim md. Vb.) görev almaları zorunluydu.
Sorumlu yöneticilerin herhangi bir uzmanlık zorunlulukları olmadığı halde yapılan tüm işlerden sorumluydular. İşte burada kalite güvence sistemi devreye giriyordu. JAA kalite sisteminin bağımsız ve doğrudan genel müdüre bağlı olduğunu ve mevcut sistemin işleyişiyle ilgili genel müdürlere kontroller ve denetlemeler yoluyla bilgi verileceğini öngörmüştü. Bu sayede genel müdürler işlerin mevcut kurallara uygun olarak yürütülüp yürütülmediği hakkında bilgi sahibi olacaklardı. Sistemde yaşanan aksaklıkların giderilmesinin sağlanması öncelikle kısım müdürlerinin ve son olarak da genel müdürlerin sorumluluğundaydı.
Bugün JAA bir örgüt olarak hala varlığını sürdürmekle beraber yakın bir gelecekte kendini tasfiye edebilir. Bunun sebebi ise, AB tarafından 2003 yılında EASA’nın kurulmasıydı. Başlangıçta FAA’e karşı Avrupa ülkeleri tarafından bir otorite olarak kurulan JAA’in FAA kadar güçlü bir yapıya sahip değildi.
Hizmet sektöründe planlanan sunulan algılanan ve beklenen hizmet kalitesi son derece önemli bir konudur.
Düşünün bir kere iyi bir fiyat ödeyerek yaklaşık 3 saatlik süreyle havada kalacağınız bir uçuşta size sunulan ikram yemeğinden kız çıktı veya bir böcek, ne düşünürsünüz? Aynı uçuşu çok ucuz bir şekilde gerçekleştirdiğinizi varsayalım, ancak ufak bir saat gecikme ile kalksın. Çok iyi para ödediğiniz işletmenin uçuşunda kabin basıncında ani bir değişiklik oldu ve maskeler düştü. Acilen iniş yapmak zorunda kaldığınız bir yolcu olarak o işletmeyle bir daha uçmak ister misiniz?
Aynı duruma uçak kiralayan tur operatörleri açısından bakıldığında da sonuçları benzer olacaktır. Bugün tur operatörleri, uçaklarını kiraya veren şirketleri seçerlerken sadece fiyatına değil aynı zaman da zamanında operasyon yapıp yapamadığına, uçak filosu yapısına, sunulan servis kalitesine ve diğer faktörlere göre de tercih yapmaktadırlar. Bu örnekler pek çok sayıda arttırılabilir.
Belirtildiği üzere hizmet kalitesi rekabet açısından son derece etkin olabilmektedir. İşletme tepe yönetimleri bu açıdan kalite sisteminden etkin bir şekilde yararlanmayı düşünmelidir. Firma stratejilerine, hedef ve politikalarına bağlı olarak çalışan bir kalite sistemi son derece etkili stratejik araçtır. Bu bakış açısı altında kalite hem işletmeye hem çalışanlara hem de müşterilere daha fazla kazandırır. Ancak unutulmamalıdır ki, kalite yönetime bağlıdır ve çalışanlar tarafından gerçekleştirilir. Yalnızca kalite departmanı personeliyle yapılırsa yetersiz kalır. Tüm işletme düzeyinde benimsenmeli ve yaşama geçirilmelidir. Aksi hale yalnızca duvarda asılı güzel bir yazı olarak kalacağı kesindir.