Çevreye olan hassas yaklaşımımız sonucunda geliştirdiğiniz ve uyguladığınız çevre politikanızı ve uygulamalarınızı bizimle paylaşır mısınız?
HAVI Logistics’te Kurumsal Kültürümüzü oluşturan 8 önemli değerimiz var. Bunlardan bir tanesi “Çevre Bilinci ve Sürdürebilirlik”. Buradan da anlaşılacağı gibi kurumsal kültürümüzün odak unsurlarından birisi de çevrenin korunmasıdır. Çevreye zarar verebilecek her şeyden kaçınmaya özen gösteririz. Çevreye olan hassas yaklaşımımız sonucunda geliştirdiğimiz ve uyguladığımız Çevre Politikamız ile faaliyetlerimizi çevreye olan etkisi en az olacak şekilde gerçekleştirerek, % 100 müşteri memnuniyetini hedefliyoruz. Faaliyetlerimizi gerçekleştirirken; atık yönetiminde geri dönüşüm, doğal kaynakların verimli kullanımı, tehlikeli atık ve diğer atıkların bertarafı, hava, su, toprak kalitesinin korunması ile ilgili mevzuatları uygulayarak; çevre kirlenmesi ile ilgili tedbirleri almak, “Çevre Yönetim Sistemi”ni sürekli iyileştirerek doğal hayatın dengesini korumak çevre politikalarımızdandır. HAVI Logistics’te her çalışanımız, çevre dostu faaliyetlere karşı duyarlıdır ve bu davranış biçimi tüm yönetim kademelerimiz tarafından desteklenmektedir. Çevreye olan duyarlılığımız; çevre dostu süreçleri tercih etmemiz, doğal kaynakları bilinçli kullanmamız, hem enerji tasarrufu yapan hem de atık yaratmayan çevre dostu üretim işlemleri ile çalışmamız anlamına gelir.
Çevre politikaları kapsamında öne çıkan trendleri ve bu politikanın bileşenlerine değinebilir misiniz?
HAVI Logistics, Türkiye’ninde bağlı olduğu HAVI Logistics Avrupa organizasyonunda çevre bilinci ve sürdürülebilirliğin bu denli önemli olmasını, beraberinde iyi uygulanan Çevre Yönetim Sistemleri ve başarılı uygulamaları getirmiştir. Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki organizasyonlarımız hem EMAS hem de ISO 14001 sertifikasyonu; Macaristan, İtalya, İsviçre ve Türkiye’ deki organizasyonlarımız ise ISO 14001 sertifikasyonu almaya hak kazanmışlardır. Ayrıca WWF Yeşil Ofis Sertifikasyonuna hak kazanan bazı ofislerimiz de vardır. Türkiye’ de Ocak 2009’da ISO 14001 Çevre Denetiminden başarı ile geçerek TÜRKAK ve DAR Çevre Yönetim Sistemi sertifikalarına sahip olduk. Çevre Yönetim Sisteminin sürdürülebilirliği adına her yıl denetlemeler geçiriyoruz. Ayrıca bütün iş alanlarımızda çevreyle olan iletişimimizden sorumlu olup, tüm iş aktivitelerimizin ekolojik bir duyarlılıkla ve “Koru-Azalt-Geri Kazan” prensibiyle yürütülmesini sağlamaktayız. Çevre eğitimleri, şirket içi etkinlikler, konferanslar, kişisel iletişimler ve bildiriler gibi çok çeşitli aktivitelerle bütün çalışanlarımıza ve çalışanlarımızın çocuklarına dahi çevre bilincini ve bilgisini aşılamaktayız. Çevremize zarar veren unsurları bir anda yok etmenin mümkün olmadığını biliyoruz, bu nedenle her yıl artan bir çaba ile daha çok katkıda bulunmaya çalışıyoruz. 2010 yılı C02 emisyonu 2009 yılına göre %5 azaltılmıştır. “2020 Çevre ve Sürdürebilirlik Yol Haritamız” adında global bir plan hazırlığı içerisindeyiz. Buradaki hedefimiz ise 2020 yılına kadar C02 emisyonunu % 20 azaltmak, yenilenebilir enerji kullanımını % 20 arttırmak ve % 20 enerji verimliliği arttırmaktır.
HAVI Logistics’in çevre korumasına bu kadar duyarlılık göstermesinin ana sebebi nedir?
HAVI Logistics olarak sosyal sorumluluk, kritik gördüğümüz önceliklerimiz arasındadır. Gıda güvenliği ve çevre konularında bilinç yaratmanın sosyal sorumluluk hedeflerimizin temelini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Dünyamız bir tane ve hızla yok olmaya doğru gidiyor. Hepimizin bu konuda yapabileceği pozitif bir şeylerin olduğuna inanıyoruz, yeter ki isteyelim. Bu nedenle sosyal sorumluluğun örnek olmakla başladığını düşünüyoruz. Ağaçlandırma, enerji tasarrufu ve verimliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve daha birçok çevre insiyatifine dair ciddi çalışmalar yaparak çevremize katkıda bulunuyoruz. Böylelikle örnek olduğumuzu ve dünyamız için yapılabileceklerin bir sınırı olmadığını anlatmaya çalışıyoruz.
Üstlenmiş olduğunuz çevreyi koruma görevi HAVI gibi bir “Küresel Lojistik Hizmet Tedarikçisi”nin günlük aktivitelerine nasıl etki eder? HAVI olarak geleceğin “yeşil” planları ne şekildedir?
Lojistik faaliyetlerimizin sürdürülebilir olması için hem konvansiyonel hem de inovatif bağlamda sürekli bir geliştirme çabası içerisindeyiz. Sürdürülebilir TZY kapsamında yaklaşımlarımızı somutlaştırdığımız “GELECEK İÇİN ÇEVRE BİLİNCİNİ ŞİMDİDEN YARATMAK!” adlı sloganımızla güneş enerjisini soğuk zincirde, rüzgar enerjisini aydınlatmada kullanırken, ürünlerin taşınmasında da yeşil uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Küresel bir lojistik hizmet tedarikçisi olarak, çevre çalışma grubumuz önce kendi süreçlerimizden başlayarak, çevremizi koruyarak işimizi yapmanın yollarını arıyor ve projeler üretiyor. Bu çalışmalar sonucunda, tasarruflu aydınlatma sistemlerimiz ile %30 enerji tasarrufu sağlayan çalışmamız, soğutma sistemlerinden çıkan sıcak havanın ofislerin ısıtılmasında kullanılması, Adapkool ile uzaktan kontrol edilebilir soğutma sistemleriyle sağlanan enerji tasarrufu, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması gibi bir çok projeye imza atmış bulunmaktayız. Diğer ülkelerde uyguladığımız; ancak, Türkiye’ de regülasyon problemleri ile hayata geçiremediğimiz; ama koşullar oluştuğunda hızla hayata geçireceğimiz projelerimiz de vardır. Örneğin; müşterilerimizden toplanan atık bitkisel yağlardan üretilen bio-dizelin %40′ a varan oranlarda karışımı ile veya doğal gaz ile çalışan araçlarımız bulunmaktadır. Karbondioksit salınımını ciddi oranlarda düşüren bu araçları Türkiye’ de de kullanmayı çok istiyoruz. İspanya ve İtalya’ da, tükettikleri enerjinin 60’ını rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan dağıtım merkezlerimiz var. Biliyoruz ki, uyguladığımız çevre politikalarımız ile birçok firmaya örnek olmaya devam edeceğiz. “2020 Çevre ve Sürdürebilirlik Yol Haritamız” adındaki global plan kapsamında; 2020 yılına kadar C02 emisyonunu % 20 azaltacağız, yenilenebilir enerji kullanımını % 20 arttıracağız ve % 20 enerji verimliliği arttıracağız. Anlaşılacağı gibi günlük faaliyetlerimizde sürdürebilirlik konusu artarak yer almaya devam edecektir.
Kaynak verimliliğini arttırmak için filo, bina ve teçhizat yatırımlarınız var mı? Enerji tasarrufu için binalarda ve üretim tesislerinde yapılan çalışmalarınız nelerdir? Bu çalışmaların ışığında ne kadarlık bir tasarruf yapıldı?
Mevcut müşterilerimizin artan iş hacimleri ve yeni katılan müşterilerimiz ile birlikte verimliliği arttırmak adına tesis, araç ve teçhizat anlamında ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak üzere yatırımlarımız olacak. Bu yatırımlarımız arasında “Gebze Dağıtım Merkezi”mizin kapasitesinin artırılması, İstanbul’ da yeni bir dağıtım merkezi, İzmir ve Ankara dağıtım merkezlerimizin kapasitelerinin artırılması ve mevcut depolarımıza ek olarak dağıtım organizasyonumuzu destekleyecek şekilde üç yeni bölgede (Güney, Karadeniz, Doğu olmak üzere) yeni depo açılması yatırımları da bulunmaktadır. Depolarımızdaki rampa ve kapıları izolasyonlu rampa ve kapılarla değiştirme gibi planlarımız da bulunmaktadır. Böylelikle bekleme bölgesi diye adlandırdığımız bölümü soğuturken şu anki kullanımımıza göre daha az enerji harcamayı hedeflemekteyiz. Depomuzda kullandığımız soğutma sistemlerimizden ortaya çıkan sıcak gaz, dağıtım merkezimizin kurulduğu zamandan bu yana ofislerimizin ısıtılmasında kullanılmaktadır. Ayrıca araç parkımız konusunda da yeni yatırımlarımız bulunmaktadır. Yalnız bu yatırımları iki boyutta gerçekleştirmeyi planlamaktayız. Mevcut araçlarımızın yenilenmesi üzerine global bir karar olan kriterlerimizden bir tanesi, yeni alınacak araçların mutlaka Euro 5 normlarına uygun olması yönündedir. İkinci boyutu ise, artan iş hacmi paralelinde doğacak olan araç parkımızın genişletilmesidir. Şu andaki tahmini iş hacmi artışına göre, ne kadar daha yeni araca ihtiyacımız olacağı konusundaki fizibilite çalışmalarımız halen devam etmektedir. Çalışmalarımızı sonlandırdığımızda ihtiyaçlarımız doğrultusunda araç alımlarını gerçekleştireceğiz.
Bazı HAVI Logistics şirketleri aynı zamanda, “mobiler” adı verilen oldukça yenilikçi bir demiryolu ve kamyon birleşimi ile de müşterilerine hizmet vermektedir. Kombine taşıma ve entegre lojistik uygulamaları, blok tren uygulamaları ve reverse lojistik uygulamalarına değinebilir misiniz?
Taşımalarımızın çok önemli bir kısmını karayolu ile yapmaktayız. Yaptığımız ithalat taşımalarında ise kara yolundan daha çok deniz yolunu tercih etmeye çalışmaktayız. Bu yüzden ülkemizde deniz ve demir yolu ağlarının gelişmesi ile birlikte biz de tüm taşımalarımızın önemli bir kısmını bu türlere aktarmayı hedeflemekteyiz. Bununla birlikte depolarımızda ve araçlarımızda soğutma sistemleri için “R404” çevreci gaz kullanmaktayız. Yetkilendirilmiş firmalara müşterimizin atıklarını teslim etme konusunda yapılan proje çalışmalarımız da bulunmaktadır. Bunun sonucunda “Reverse Lojistik” ile anahtar teslim sevkiyatı yaptığımız bir restoran zincirinin tüm atıklarını ürün teslimatı sonrasında depomuza alarak yetkilendirilmiş firmalara teslimini yapıyoruz.
HAVI Lojistik olarak özellikle satın almalarda veya tedarikçi seçimlerde çevresel anlamda nasıl bir politika izlenildiğini konuşarak bu konuda daha önceden belirlenmiş ölçütler, KPI uygulamaları ve sayısal veriler varsa, bunlara değinebilir misiniz?
Satın almalarımızda, tedarikçilerimizden uyguladığımız belli standartlara uymalarını istiyoruz. Satın aldığımız ürünlerin çevreye uygun olmasına dikkat ediyoruz. Doğada çözünürlüğü kolay olan ürünleri kullanmayı tercih ediyoruz. Plastik kesinlikle kullanmamaya dikkat ediyoruz. Bunun yerine maliyetli olmasına rağmen çevreye uygun olan kağıt bardaklar kullanmayı tercih ediyoruz. Aydınlatmada enerji tasarrufu sağlayan ürünler kullanırken, zemin tavan ve ofis mobilyalarımızı da çevreye zararı olmayan ürünlerden seçiyoruz.
Sizce HAVI Logistics çalışanlarını ve daha genişletecek olursak müşterilerinizi bu tür çevreci fikirlerinize ve uygulamalarınıza dahil etmek zor oluyor mu? Sizce, dünyadaki genel süreçlerin ve uygulanan emsal çalışmaların ne kadarı ülkemizde hayat bulabilmektedir?
Her geçen gün daha da küçülen dünyamızın kaynaklarının sonsuz olmadığı, ürün ve faaliyetlerin çevre etkilerinin yerel ve bölgesel kalmayıp, global olduğu artık tüm dünyada kabul edilmiştir. Bu bilinç çevresel etkilerin yasal uygulamalarından ziyade piyasa kuvvetleri ile kontrol edilmesi ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Artık global pazarda var olabilmek insana verilen değer ve saygıyla ölçülmektedir. Bugünün tüketicisi beklenti ve ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılanmasının yanı sıra, kendisine, yaşadığı çevreye ve dünyasına değer verilmesini, saygı gösterilmesini talep etmekte ve piyasada bunu sorgulamaktadır. Ürünün, hammaddeden başlayıp nihai ürün haline getirilerek müşterilere sunulmasına kadar geçen sürecin her aşamasında çevresel faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin gerekli muayeneler ve önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zararın en aza indirilmesini sağlamak temel amaç haline gelmiştir.
Son olarak çevre konusundaki sosyal sorumluluk projelerinize değinebiliriz sanıyorum. Yakın bir gelecekte ya da yakın bir geçmişte başlayıp halen devam eden projeler varsa bunlara, değinebilirseniz sevinirim.
Müşterilerimizin her yeni açılışlarında ve çalışanlarımızın doğum günlerinde TEMA vakfı aracılığı ile ağaç bağışında bulunuyoruz. 2008 yılında başladığımız bu uygulama ile 2010 sonuna kadar toplam 3.250 ağaç dikmiş olduk. 2009 yılında ise Dünya Çevre günü ile ilgili olarak çevreyi hatırlamak adına çocuklarımıza resim yaptırdık. Bu yapılan resimlerden İngilizce ve Türkçe E-card düzenleyerek müşterilerimizle, tedarikçilerimizle, dostlarımızla, arkadaşlarımızla, yakınlarımızla ve şirketimizin diğer ülkelerdeki çalışanları ile paylaştık. Bu uygulamamızı 2010 yılında yarışma formatına çevirip yaş grubu bazında 3 kategoriye ayırdık. 0-8; 9-16; 17 yaş ve yukarısı şeklinde ödüllü resim ve fotoğraf yarışması haline dönüştürdük. Yarışmada belirlenen sonuçlar doğrultusunda hediyeler dağıttık ve çevre bilincini çocuklarımız ve çalışanlarımız arasında da arttırdık.