Günümüzde dış kaynak kullanımı (outsourcing) gittikçe, önem kazanmakta ve 3PL (Üçüncü Parti Lojistik) firmaları çok büyük fırsatlar içeren bu pazarda yerlerini almaktadırlar. Bu firmalar, müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak aynı depo içinde tek bir müşteriye depolama imkanı sundukları gibi birden fazla müşteriye de hizmet vermektedirler. Bu depoların bazılarında sadece stoklama hizmeti verilirken bazıları da ulusal ya da bölgesel dağıtım merkezleri olarak kullanılmaktadır. Böylece, 3PL firmalarından hizmet alan şirketler de ölçek ekonomisinin ve risk havuzlamanın faydalarından, yatırım ihtiyaçlarının azalmasından, ana işine odaklanmanın getirdiği rekabet avantajından ve lojistik firmasının uzmanlığından yararlanma imkanı elde ederler.
Depolamada dış kaynak kullanımı, şirketlere kolaylıklar sağlamasına rağmen sözleşme öncesinde en ince ayrıntısına kadar planlanması, sözleşme sonrasında ise çok iyi yönetilmesi gereken bir süreçtir. Lojistik hizmet sözleşmesi öncesinde hem hizmeti alan hem de hizmeti sağlayan taraflar, olası operasyonel değişiklikler dahil olmak üzere bütün koşulları göz önüne almalıdırlar. Bu sözleşmelerde genellikle finansal unsurlar ve performans kriterleri daha fazla önem arz etse de depolama ve dağıtım operasyonları ile ilgili konulara ait detaylara da sözleşmelerde yer verilmesi ve operasyonel konularda uzman personelin bu süreçlere dahil edilmesi fayda sağlayacaktır.
Dış kaynak kullanımında şirket vizyon ve misyonuna uygun kısa, orta ve uzun vadeli planlamaların yapılması ve bu planlamaların, 3PL şirketi ile paylaşılması her iki tarafı da tatmin edecek sonuçlara ulaşılmasını sağlar. Bu planlama süreci, satın alınan hizmetin sözleşmede yer alan maliyet hesaplarına bağlı olarak, mevcut durumun dışındaki olasılıkları da içermeli ve maliyet kalemlerinde değişiklik yaşanması halinde her iki tarafın da mağdur olmasını önleyecek çözümler geliştirilmelidir. Bu yöntem, hem hizmeti satın alan tarafı henüz pazarlık gücüne sahipken, hem de hizmeti üreten tarafı sonradan ortaya çıkan değişiklikleri yerine getirirken koruyacaktır. Dağıtım merkezinin hem fiziksel hem de operasyonel kapasitesi (ekipman, iş gücü, stoklama alanı vb. detaylar) bu planlama çerçevesinde değerlendirilmeli, mümkün olan en gerçekçi veriler ile uzun vadeli sözleşmeler yapılmalı, kapasite ile ilgili ortaya çıkabilecek her türlü değişiklik durumunda nasıl bir yol izleneceği önceden belirlenmelidir. Dağıtım operasyonları ele alınırken her bir depo aktivitesi (giriş lojistiği, çıkış lojistiği, bina içi lojistik vb.) kapasiteye bağlı olarak kendi içinde değerlendirilmelidir. Buna ek olarak, depo aktiviteleri için ihtiyaç duyulan performans kriterlerinin ve bu kriterlere dair minimum seviyelerin belirlenmiş olması operasyon ve sözleşme yönetiminde taraflara yol gösterecektir.
Dış kaynak kullanımında göz ardı edilmemesi gereken bir diğer önemli hususu ise işin psikolojik boyutu oluşturmaktadır. Taraflar, her ne kadar farklı şirket kültürlerine sahip olsalar da ortak bir disiplin ve müşteri-satıcı ilişkisinden çok, iş ortağı ruhunu geliştirmeye ve bu ortaklığa uygun davranmaya çalışmalıdırlar. 3PL firmalarından alınan hizmetler sözleşmelerin doğru yapılması , kontrol noktalarının doğru tespit edilmesi ve yaratılacak sinerji ile hizmet alan firmalara hammadde tedariğinden tüketiciye dağıtıma kadar tedarik zincirinin her noktasında artı değer kazandıracaktır.
Berfu Şimşek
Nestlé Türkiye Depo Uzmanı