Çağatay Nakliyat’ın 9 Eylül 2009 tarihinde meydana gelen selde 3 trilyona yakın kaybı var…
Bize 9 Eylül 2009 tarihinde yaşanan sel olayı ve bu olayın şirketiniz olan etkisini anlatabilir misiniz?
Biz toplamda 30 araç ve 35 tane römorkla faaliyet gösteren orta ölçekli bir firmayız. Şirketimiz İkitelli Ayamama Deresi üzerine kurulu kamer tır tesisleriyle 15 yıldır çalışmaktadır. 9 Eylül 2009 tarihinde şirketimize ait 14 römork kamer tır tesislerinde bulunmaktaydı ve bunlardan 8 tanesi yüklüydü. Yani ihraç mallarını almış dolmuş 3-4 tanesi gümrüklenmiş gece gelmiş garaja bırakmış doğası gereği sabah erkenden aracını alıp çıkıp gidecek durumdaydı. Bu 8 tır malımızdan galiba çok az miktarda kurtarılmış malımız oldu.
Yaşanan sel felaketinin size maddi boyutu ne kadardı?
1994 yılından beri faaliyetini sürdürdüğümüz nakliye firmamız 14 römork,10 çekici tır, 8 tır yüklü ihraç malımız ve araçlarımıza ait sarf malzemeler çoğunluğu sele kapılmak üzere yok olmuş kalan mallarımız da uzun süre kullanılmayacak hale gelmiştir. Firmamızın toplamda 3 trilyona yakın kaybı olmuştur. Fakat maddi kaybın yanında güven ve iş kaybımız var yani yaptığınız işin garantisi olmazsa tabi ki iş kaybı olur sadece biz değil devlette kaybeder.
Dünyanın en riskli iş gruplarından biri olan taşımacılık işiyle uğraşıyorsunuz. Firmanız buna istinaden araçlarınızın sigortasını yaptırdınız mı? Bu sigortalar zarınızın ne kadarını karşıladı?
10 adet çekici araçlarımızın kasko sigortası mevcuttu. Şirketimiz Ergo İsviçre sigorta şirketiyle çalışmaktadır. Sigorta şirketimiz özelikle de acentemiz özel bir ilgi göstererek üstüne düşen görevleri fazlasıyla yerine getirdi, bizi mağdur etmedi. Bizden önce olay yerine gelip değerlendirme yaptılar. İnsani karar verdiler ve paramızı ödediler. 14 adet römorkun hasarını alamadık çünkü kriz yüzünden sigortalamamıştık.
Bir nakliyeci olarak taşıma işindeki sorumluluğu güvence altına alan CMR sorumluluk sigortası yaptırmış mıydınız?
Evet, taşıdığımız mallarla ilgili CMR sigortamız mevcut olup 04 Ocak 1995 tarih 22161 sayılı resmi gazetede ilan edilen sayfa 8 madde 17 taşımacının sorumluluğu bölümünde “taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise taşımacı sorumlu tutulamaz” hükmüne dayanılarak hasar gören mallardan biz ve sigorta sorumlu olmamıştır.
CMR’nin kapsamında sel gibi doğal afetler yok mu?
Şimdi doğal afet diyorsunuz sayın başbakan olayı doğal afet ilan etmedi ermiş olsaydı sigorta ile devlet arasında anlaşma oluşurdu ve insanlar mağdur olmazdı. Yani şuanda 33 tane Arnavut müşterimiz alacaklı benden değil çünkü sigorta diyor ki senin sorumluluğun değil o zaman kimin sorumluluğu yani büyük devletlerde devlet üstlenir bu benim sorumluluğunda derler çünkü sizlerin yaşamında bizlerin yaşamında devletin sorumluğunda malların korunması kadar insanların korunmasında devletin sorumluluğunda.
Dere yakınındaki bir tır parkı hem araç hem mal güvenliği açısından risk taşımakta. Çağatay nakliyat olarak neden araçlarınızı park etme için Ayamama Deresi yakınlarındaki kamer tır tesislerini seçtiniz?
Sonuç itibariyle uluslararası nakliyeci 18 m uzunluğundaki bir aracı İstanbul’un içerisinde pahalı bir noktada park edemez bunu devlette bilmeli bizlerde bilmeliyiz bu aracı ucuz bir toprak üzerine park etmemiz lazım çünkü park yerleri bir apartman gibi pahalı yerlerde olamaz.
UND olarak başvurduk biz bir lojistik köyü yapmak istiyoruz doğru olan bu lojistik köyü çerçevesinde de projemiz, parlamentoya sunduk sayın başbakanın önüne getirdik dedik ki bize bir toprak tahsis edin satın alalım bu lojistik köyü yapalım lojistik köy neden oluşur kara yolu olacak hava yoluna yakın olacak demiryolunun içerisinden geçmesi lazım ve limanlara da yakın olacak bu şekilde İstanbul’un 2 tane lojistik köyüne ihtiyacı var acil. Birincisi bu kimyasal taşıyan çeşitli mallar taşıyan araçlar şehir içerisinde dolaşmaması lazım insan güvenliği ve mal güvenliği için nerelerde olacak bunlar güvenli yerlerde lojistik köylerinde konaklayacak lojistik depolarda kendine özgü yerlerde boşaltacak şehir içerisinde lojistik depodan boşaltılmaması lazım. Bizim devletimizin hükümetimizin bu konuda acil kararlar alıp bunu hayata geçirmesi lazım bu bilimsel çalışmanın sonucudur ticaretin değil. İnsan sağlığın sonucudur insanlık gereğidir her şeyden önce. Ama maalesef bunu ticarete döktü şuan ki hükümette öyle yaptı yani öncelikle biz TOKİ yapsın dediler toprağı TOKİ toplasın size versin bu işi TOKİ ile yapın dedi sayın başbakan bizde tamam dedik. Sonuçta TOKİ Hadımköy civarında toprakları topladı bize 10 dolarlık toprağı 100 dolara satarım dedi. Bu ticarettir.
Peki, Çağatay Nakliyat olarak gerekli desteği alabildiniz mi? Bunun için hangi idari kurumlardan destek talep ettiniz?
Asıl konu sosyal sermaye sizin cebinizde para var veya yok o dönemde hiç kimseyi ilgilendirmiyor. Başınıza bir iş geldiği zaman kimler yanınızda? Bu çok önemli 15-20 yıl önce taşıma faaliyetine başladığımızda nakliye araçları aldığımız firma ve yetkilileri DAF ve TIRSAN tüm teknik ekibiyle birlikte bizden önce olay yerine gelmişti. Çamurun içerisinden araçları çıkartarak kendi fabrikalarına götürdüler ve römork dahil sigortalı veya sigortasız olmasına bakmadan tamir edip getirdiler. Bu bir sosyal sermayedir. İnsanlığın maliyeti yok. Daha doğrusu bunun için bir değer tespit edemezsiniz. İnsanların çalıştırdığı insanlara bakış açısı neyse zor döneminde de onun karşılığını alıyor. Yani insanlara ne verirseniz onu alıyorsunuz biz bu felakette bunu gördük. İstanbul Valiliğine 2 dilekçe verdik fakat cevap alamadık. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na sorumluluğundan dolayı Çağatay Nakliyat olarak birer dilekçe verdik, Başakşehir Kaymakamlığı’na da yine birer dilekçe verdik. 3 trilyona yakın zararımız var. Bu olaydan hemen sonra sigorta hukukçularıyla görüştük. Bu durum karşısında sürecin tükenmesini yani cevapların gelmesini bekliyorlar. Belli bir süreden sonra cevap gelmezse cevabın olumsuz olduğunu kabul ederler ve mahkeme sürecini başlatırlar. Kamuyla bir mahkeme süreci yaşayacağımızı tahmin ediyorum. Hukukçularımız bu konuyu enine boyuna incelediler bizim ve özellikle de Balkan ülkelerindeki vatandaşların mağduriyetinin bu şekilde giderileceğine inanıyorum.
Sel felaketini yaşadıktan sonra sigortaya bakış açınızda ne gibi bir değişim oldu?
Selden sonra bütün araçlarımızı imkanlar neticesinde sigorta yaptırdık. Dünyanın en riskli işini yapıyoruz insan sağlığı bizim için hat safhada 20 yıllık nakliye hayatımızda bir ölüm olayı gerçekleşmemiştir. Biz gerekli eğitimleri alarak, insanlara davranış biçimimizi iyi yönde kullanarak tüm riskleri asgari seviyeye düşürmeye çalışıyoruz.
Yurtiçi nakliye yaparken ya CMR sigortasına “ben yurtiçi taşıma yaparken araçlarım mala karşı sigortalı olsun ” diye bir şık koyup ayrı bir prim ödeyeceksiniz ya da o taşımayla ilgili CMR sigortanızı araç olarak yapmanız lazım. Yani kamyon klozu yapıyoruz ya da sigortasız taşıma yapmıyoruz.
Röportaj
Döndü Hırçın
Aysel Tüccar